Zeki Müren
Normalde dinlediğim şarkıların sanatçıların hayatı, zevkleri, düşünüş tarzları ve hayata bakış açılarıyla ilgili araştırma yapmam. Çünkü o çok beğendiğim bestelerinin, şarkılarının ardında yatan sanatçının tam bir hayal kırıklığı olmasından ya da benim çok üst düzeydeki olan beklentilerimi karşılayamamasından doğan üzüntüyü hissetmek istemem. O yüzden dinlediğim sanatçıların sadece yapıtlarıyla haşır neşir olurum. Ama bugün Zeki Müren’in ufak bir belgeselini izledim ve sonrasında gözyaşlarıma engel olamadım. Belgeselde yer alan kişiler bu dünyaya Zeki Müren gibi bir sanatçının gelmesi zor diye bakıyorlar ben imkansız diye bakıyorum. Çünkü gerçekten bu kadar ince bu kadar derin ruhlu, zarif harika bir insanın dünyaya gelmesi üstelik sanatçı kişiliğinde olması tüm insanlara hitap edebilmesi imkansız özellikle böyle bir zamanda.
Sevgili Zeki Müren 25 yıl aralıksız sahnede gösteri yapmış. Sonrasında bir hastalığı baş göstermiş doktoru sahneye çıkmaması gerektiği konusunda onu uyarmış ama Zeki Müren bu uyarıyı kaile almamış ve sahneye çıkmaya devam etmiş. Sonrasında hayatının belli bir döneminde Bodrum’a taşınmaya karar vermiş. Ailesiyle birlikte burada yaşamaya başlamış.
Zeki Müren günde 36 tane hap alıyormuş. Ve oldukça kilo almış bu yüzden halkın karşısına çıkmak istememiş. Telefonlara çıkmamış, gösterileri reddetmiş, misafir kabul etmemiş. Yatak odasından salona zoraki yürüyebiliyormuş.
Bir gün TRT Zeki Müren ile ilgili bir belgesel isteğinde bulunmuş oda kabul etmiş. Tüm çalışmalar güzel bir şekilde gerçekleşmiş. Zeki Müren’den de ayrıca bir talkshow isteğinde bulunmuşlar ve oda kabul etmiş. Bunun için İzmir’e gitmişler onun için yatak odasından salona geçmek dahi zor bir durum iken Bodrum’dan İzmir’e seyahat etmek kim bilir ne zor olmuştur. Çok heyecanlıymış. 3 senenin ardından halkla tekrar görüşecek neticede. Makyözü Oya Hanım bugün terlemediğini fark etmiş, biliyor ki Zeki Müren ilaçlarından ötürü çok terlermiş. Zeki Müren de sessizce kimseye söyleme bugün ilaçlarımı almadım demiş. Oya Hanım da nasıl olur Paşam diye tepki göstermiş, Zeki Müren de bugün terlemek istemiyorum diye bir yanıt vermiş. Ardından tüm hazırlıklar tamamlanmış. Şunu da geçmek istemiyorum ki Zeki Müren’in kıyafetlerinin ne kadar şatafatlı ve gösterişli olduğunu sizde biliyorsunuz bunun yanında Zeki Müren her kıyafetine ayrı bir isim verirmiş. O günkü kıyafetine de “Son Gece” ismini vermiş. Sonrasında Zeki Müren’e TRT Genel Müdür Yardımcısı bir hediye takdim etmek istemişler ve sahneye çağırmışlar. Ödül, Zeki Müren’in İstanbul Radyosunda ilk şarkı söylediği mikrofonmuş. Mikrofonunda ayrı bir özelliği varmış ki yaklaşık 5 6 kiloymuş. Genel Müdür Yardımcısı sözü uzattıkça yanındaki kadın sunucu Zeki Müren’in nefes alış verişlerindeki değişikliği fark etmiş. Sunucunun elini o kadar sıkı tutmuş ki, kadın elini bıraktıktan sonra parmaklarının birbirine girmiş olduğunu fark ettiğini söylemiş. Ardından bir elini Zeki Müren’in beline dolamış çünkü sahnede o an bir şeylerin normal gitmediğini anlamış. Üstelik geçirdiği kalp krizinin sahnedeyken başlamış olduğunu da söylemiş. Aslında belki o da hissediyordu diye de eklemiş. Sonrasında Zeki Müren kendisini koltuğa atmış ve ardından kendisini dışarı çıkartmalarını söylemiş. Işıklar kapatılmış, basın dışarı çıkartılmış iki koluna birden iki kişi girmiş ve kulisine doğru giderken “Sakın beni bırakmayın yoksa küçük düşeriz.” demiş. Odasına kadar ağır ağır, zor nefes alıp vererek Zeki Müren’i götürmüşler ve odanın kapısını açtıktan sonra Zeki Müren kendisini yere atmış. Makyözü sahnede öldüğünü ve halkın karşısında küçük düşmemek adına öyle bir iradeye sahipti ki öldükten sonra dahi bunu korudu diyor.
Yazarken bile tüylerim diken diken oldu ve gözyaşlarıma hakim olamadım bu kadar güzel bir insanın dünyaya bir daha gelmesi gerçekten imkansız. Gerçekten oldukça mütevazı bir insanmış. Saygı ve rahmetle…
“ne çıkar bahtımızda ayrılık varsa yarın,
sanma ki hikâyesi şu titreyen dalların
düşen yaprakla biter,
böyle bir kara sevda kara toprakta biter"