Zerri̇n Yilmazer
YazarZerri̇n Yilmazer
2 dakika okuma süresi
Haz 12, 2019

Mükemmeliyeti Ararken Kaybolmak


Mükemmel, Türk Dil Kurumu'na göre tamamlanmış, kusursuz,eksiksiz anlamlarına gelen bir sıfat ve yerine göre zarf görevi üstlenen bir sözcüktür. Dil bilgisi derslerinden çıkıp 21. yüzyılda kendine farklı sosyal anlamlar bulan bir toplum konusudur aslında. Çağımızda geçmişten daha çok aranır hale gelmiş ve uğrunda insanların kendilerini kaybetmeye başlamıştır. İnternet de dolaşırken 'Estetik ameliyatlarına bilmem kaç yüz bin TL harcadı!', 'Bilmem kim ünlüsü aldığı kilolarla objektiflerin odağı oldu!' gibi haberleri görmekten sıkılmadınız mı? İçerik üreticileri, geneli itibariyle medya bizim görmek istediğimiz, merak ettiğimiz konuları haber yapıyor. Bu durum toplumsal bir değişimin ürününden ibaret.

İlkel toplumlar ile başlayan insanlık serüveni post-modern toplumlara evrilip mükemmeliyet algısını değiştirdi. Ülkemizde geleneksel toplum ve modern toplum arasında ki ikilemini çözüme kavuşturmadan post-modern toplum karmaşası içerisine adımını attı. Küresel dünyaya karşı koymak mümkün değil zaten. Her şeyin bizim kültürümüzle yoğrulmuş halini severiz ama mükemmeliyeti bir türlü kendi kültürümüzle harmanlamadık. Mükemmel olan nedir? Lüks bir evi ve arabası olan, yüksek maaşlı işte çalışan, her yaz yurt dışında tatile giden, kusursuz bir cilde sahip olan, not ortalaması 3,5 olan veya uzun boylu, zeki aynı zamanda kaslı olan mıdır? 

İnsanlar doğaları gereği ihtiyacı olandan fazlasını ister, kendini güvende hissetme ihtiyacını gidermek için avcı-toplayıcı olduğu dönemlerden kalma bir huydur. Ne kadar fazlasına sahip olursa gelecek kötü günlerde o kadar güvende olur. Peki bugün, dünyada stoklanan yiyecek ve benzeri maddeler ile bu güvenlik ihtiyacını sosyal yaşamda kendini güvende hissetme isteği ile değiştirmiş olması yadsınabilir bir durum mudur? Değildir fakat güvenlik duygusunu sağlayamayan veya sağlamış olsa bile psikolojik olarak kendini yeterli hissetmeyen insanlar tarafından oluşturulan bir sosyal baskı mevcuttur. Mükemmeliyeti aramak bir zorunluluk değil istek olmalıdır. İnsanların tırmanması gereken bir zirve olmamalıdır çünkü hepimiz aynı ovada yaşıyoruz. 

Maddi manevi bütün kaynaklarını bu arayışta kullanan insanlar, yaşadıkları bunalımların farkında bile olmayabiliyor bazen. Tüketilen aslında bizi biz yapan değerlerimiz ve eğitimin ilk basamağından beri öğrendiğimiz bizi biz yapan kişisel özelliklerimiz. İnsan ancak kendi isteği ile gitmekte olduğu yola geri dönebilir. Zihni beslemek, üretmek ve bir fark yaratmakta yeni mükemmeliyet zirvesi haline gelebilir. Kaybolmuş veya değil insan ancak mutlu olduğunda mükemmeliyete ulaşabilir ve bütünüyle var olabilir.

Bunlar İlginizi Çekebilir