Dünya çok hızlı bir biçimde değişkenlik gösteriyor. Fiziksel değişimlerinin yanı sıra farklı alanlarda değişimler hali hazırda.Değişen, gelişen, büyüyen ve büyüdükçe güzelleşip aynı zamanda da dezavantajları beraberinde getiren teknolojik, dijital bir takım değişikliklerden bahsediyorum. Bu kadar hızla büyüyen teknolojik gelişmeler elbette birçok yeniliği beraberinde getiriyor. İnsanlık elbette bu durumdan memnun. Teknolojinin bu kadar değişmesi, büyümesi insanlara farklı noktalarda da meslek avantajları sunar oldu. Para kazanabilmenin zor olduğu bu çağda, insanlar daha kolay gelir elde edebilme yolları arar durumda. İnternet aracılığıyla para kazanılan birçok meslek mevcut artık. Blogger, Youtuber gibi... Değişim bu yönde olunca devletlerin de kendine özgü değiştirdiği bir takım şeyler oluyor... Bu kadar çabuk değişen teknoloji muhakkak ki kanunlarda da değişime uğrayacaktır.

Son zamanlarda güzide mesleklerden sayılan, yani artık meslek denilmesi doğru olabilir sonuçta vergilendirilmesi bile söz konusu, Youtuber'lık insanların içerik ürettiği ve bunu paylaşıma sunduğu güzel farklı bir alan. Kazançlarının, kendi adından daha da meşhur olduğunu söylemek yerinde olabilir. Çünkü, dudak uçuklatan sayılar söz konusu olabiliyor. Gel gelelim... Bu kazançların vergilendirilmesi hususuna.  Benjamin Franklin “Dünyada ölüm ve vergiler dışında, hiçbir şey kesin değildir.'' der. Yani kabaca vergiden kaçış yoktur desek yalan sayılmaz.  Aslına bakılırsa internet vergileri zaten vardı. İletişim vergisi olsun, dijital hizmet vergisi, e-ticaret vergisi falanlar filanlar...  Bu konunun bu kadar büyütülmesi nedendir onu anlamış değilim. Özellikle 'bazılarının benim kazancım az ben de mi vergi vermeliyim' gibi çıkışları anlamsız. (Çok cüzi miktarlar dışında.) Kaldı ki asgari ücret üzerinden dahi vergi alınabiliyorsa bu kazançtan haliyle alınmalı.

Vergilemede esas olan ilkelerden yola çıktığımızda, A. Smith amcamızın adalet ilkesi açısından bakacak olursak asgari ücretlinin vergiden sonraki yıllık kazancı neredeyse 24.000 lirayı bile bulmazken, ünlü bir Youtuber belki tek bir içerikle bile bu mebladan fazlasını kazanmaktadır. Tabi burda hemen Türkiye'de vergi sistemimizin tam olarak adil olduğunu savunmak yersiz olur. Ancak bunlar da birer adımdır diye düşünüyorum. 

Yotuber'ların kazanç niteliğinin ne olduğu konusu bir sorundu. Gelir Vergisi Kanunu'nun 7 unsurundan olan, zirai kazanç mı serbest meslek kazancı mı yoksa ticari kazanç olarak mı nitelendirileceği netlik kazandı ve ticari kazanç olarak belirlendi. Aslında bu noktada her zaman kazancı olmayan kişilere istisna uygulanması zannımca uygulanabilirdi. İçerik üreticilerine yaş sınırı istisnasıda söz konusu değil. 18 yaşın altındakilerin de vergi mükellefiyetleri söz konusu. Bazı üreticiler vergiden kaçınmak için başka ülkeleri göstererek bu durumdan kurtulmaya çalışsalar da vergi idareleri kişilerin hesaplarına nereden ödeme yapıldığını kontrol altına almış durumda. Aslında Youtuber'ların vergi mükellefi olmalarının kendilerinin lehine olduğu durumlar da söz konusu. Mesela, reklam aldığı şirketle anlaşmak kaydıyla telif hakkından istisna olabilir. Yani ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmek yerine serbest meslek kazancı unsuruna göre vergiye tabi olabilirler. Bu durum hiç vergi ödemeyecekleri anlamına gelmez. Sadece verginin bir kısmından kurtulabilir.

Bu düzenlemeler çoğu insanın hoşuna gitmese de bence yerinde bir yaklaşım olmuş. Ancak tartışmalara açık olabilir. Belki yaş istisnası konusunda, belki bazı içeriklerden elde edilen kazancın  arızi kazanç sayılabilirliği hususunda. Mutlaka farklı düzenlemeler, kalan boşluklara uygulamalar, yasalar getirilecektir...