28 yaşındaki Avustralyalı terörist Brenton Tarrant tarafından Yeni Zelanda'da düzenlenen terör saldırısında 49 kişi ne yazık ki hayatını kaybetti. Christchurch Katliamı olarak hafızalarımıza kazınan olayda her ayrıntı kanımızı dondurmaya devam edecek gibi gözüküyor.
Yeni Zelanda, Güney Büyük Okyanus'ta bir ada ülkesi. Güney Yarımküre'de, Avustralya'nın yaklaşık 1.500 km güney doğusunda huzur ve barışın, refah seviyesinin yüksek olduğu bir ülke.
Katliam, şaşırtıcı derecede güvenli olan bu ülkede gerçekleşti. Irkçı bir terörist tarafından masum insanların yalnızca ibadetini gerçekleştirdiği bir saatte, Christchurch kentindeki El Nur ve Linwood camilerinde toplu katliam yapıldı.
Tarrant, olaydan önce 74 sayfalık bir manifesto yayınladı. Bu manifestoda beyaz ırkın üstünlüğünden, Avrupalılara yapılan saldırıların intikamını aldığından, göçmenlerin sayısını azaltmak ve Amerika'da ırklar arası iç savaş yaratmak istediğinden uzun uzun bahsetti. Manifestoda, 2011 yılında Norveç'te 77 kişiyi öldüren Anders Breivik'ten ilham aldığını da belirtti.
Kendisini ırkçı/faşist/milliyetçi olarak tanımlayan Tarrant, saldırıyı canlı yayınladı ve 5 farklı silah kullandı. Müzik dinleyerek katliama gitmesi, bilgisayar oyunu gibi eylemini gerçekleştirmesi insanı hayrete düşüren başka detaylar. Tarrant'ın silahlarının üzerinde daha önce Müslümanlara saldırı düzenleyenlerin isimleri yer alıyor.
Manifestoda Türklerle ilgili bir bölüm de yer alıyor:
"Türklere" başlığının yer aldığı bölümde şu maddelere yer veriyor:
"Topraklarınızda huzur içinde yaşayabilirsiniz, Boğaz'ın Doğu yakasında size zarar gelmeyecek. "
"Boğaz'ın Batı yakasında bir yerde yaşamayı denerseniz, Avrupa'ya gelirseniz sizi öldüreceğiz."
"Konstantinopolis'e gelir, tüm cami ve minareleri yıkarız. Ayasofya minarelerden kurtulacak ve Konstantinapol hak edildiği gibi tekrar Hristiyan şehri olacak."
Camilerdeki katliam, Yeni Zelanda tarihinin en kanlı saldırısı olarak tarihe geçti. Tarrant canlı olarak ele geçirildi ve 5 Nisan'da davası görülecek. 49 masum insanın, dünyada tanımadığı yüz binlerce insan tarafından hüzünle anılacağı aklına gelmezdi.
Hıristiyan, Yahudi, Müslüman, ten rengi açık ya da koyu, ibadet şekilleri, kültürleri insanların çeşitli özelliklere sahip olduğunu 21. yüzyılda bile idrak edemiyoruz. Hepimizin dünya vatandaşı olduğunun çok ötesinde; zıt, faşist duygular maalesef her yerde. Dünyada siyasi açıdan sağ eğilimli partiler ciddi şekilde oy topluyor. Bu katliam insanlığın nereye gittiğini sorgulamamıza bir kez daha neden oluyor.