Tacettin Keskinkılınç
YazarTacettin Keskinkılınç
3 dakika okuma süresi
Nis 6, 2019

"They Live" Filmi Üzerine


Türkçesiyle "Yaşıyorlar" filmi.

Öncelikle 1988 yapımı bu film teknik açıdan çok da eli yüzü düzgün bir film değil. Fakat bu filmde önemli olan bize verilmek istenilen mesaj. Aslında 'verilmek istenilen' den ziyade 'verilen' mesaj demek daha doğru olur, çünkü film resmen her yerimize 'çok net' mesajlar fırlatıyor.

"Bu nasıl John Carpenter filmi?"

Bu filmin John Carpenter'a ait olduğunu bilmek biraz şaşırtıcı. Çünkü daha öncesinde "The Thing" , "Halloween" ve bir çok filmiyle korku türüyle özdeşleşmiş yapımlarla bildiğimiz yönetmenimizi bu denli eleştirel bir filmle görmek biraz sıra dışı bir olay. Aslında bu film de içerisinde korku ögeleri barındırıyor fakat bu filme korku filmi demek yanlış olur.

John Carpenter bu filmde başarılı olmuş mu dersek, evet olmuş. Fakat bu başarısının sebebi filmin teknik açıdan iyi olması falan değil. Zira film teknik açıdan kesinlikle iyi bir film değil. Oyunculuklar kötü, kurgu kötü, diyaloglar kötü... Filmde bazı şeyler oluyor ve bunlar bazen aceleye getiriliyor, bazen oradan oraya nasıl geldiler dedirtiyor, bazen sahneler gereksiz uzatılıyor.

(Bundan sonrası filmi izlemeyenler veya izlemek isteyenler için sürpriz kaçırabilir)

Televizyon, Reklamlar, Otorite, Para

Uzaylılar dünyayı ele geçirmişler. Her yerdeler ve insan kılığına bürünmüşler. Onları sadece özel gözlükler sayesinde görebiliyoruz. Uzaylılar, paranın peşinde koşan insanları elinin altına almış ve onları kullanarak dünyayı idare ediyorlar.

Televizyon reklamları, afişler, dergiler, para ve bir çok şey aslında insanların algısıyla oynamak için varlar. Örneğin gözlük takılı değilken paraya baktığımızda normal bir para görürken gözlüğü takıp baktığımızda parada "O SENİN TANRIN" yazıyor. Billboardlarda normalde sıradan bir reklam varken gözlükle bakınca "OBEY" yani "İTAAT ET" anlamına gelen kelimeyi görüyoruz. (Bu arada son yıllarda meşhur olan, gençlerin berelerini ve kıyafetlerini süsleyen OBEY markası da bu filmden gelmekte)

Ana karakterimiz bu gözlüğü taktıktan sonra 'gözleri açılıyor' ve her şeyi tüm gerçekliğiyle görüyor. Daha sonrasında otoriteden amansız bir kaçış başlıyor. Gözlüğü arkadaşına da taktırıp onun da 'gözlerini açmak' istiyor fakat bir hayli zorlanıyor.

Filmde bir dövüş sahnesi var bitmek bilmiyor. Dövüş sahnesini belli ki dövüş sahnesi olsun diye koymuşlar filme fakat uzatmalarının sebebini de filmin içinde bir nebze de olsa anlamlandırabiliyoruz. İşte; gerçeklerden kaçmak, gerçekleri göstermek isteyen kişiye karşı direnmek vs.

Baş karakterimiz ve arkadaşı otoriteye karşı bir direniş grubuyla karşılaşıyor, sonrasında polis onların bulunduğu binayı basıyor, karakterlerimiz bir şekilde uzaylıların ana üssüne sızıyor ve orada uzaylıların maşası yaptığı zengin insanları görüyorlar.

Son olarak da baş karakterimiz televizyonlara giden sinyalin kaynağını yok ediyor ve bu sırada kendisi de ölmekten kaçamıyor.

Değerlendirme

They Live popüler kültüre kazandırdıkları, sıradışılığı ve bizi düşünmeye sevk etmesi bakımından çok çok iyi bir film. Fakat teknik açıdan baktığımızda elimizde o kadar da yeterli bir film kalmıyor. Benim düşüncem film kesinlikle izlenmesi gereken, iyi sayılabilecek bir yapım.

Puanım: 7/10

Bunlar İlginizi Çekebilir