Gamze Algül
YazarGamze Algül
4 dakika okuma süresi
Ara 20, 2019

TARIK BUĞRA


Tarihi Roman Yazarı Tarık Buğra’ nın Hayatı ve En Etkileyici 5 Eseri

Değerli bir tahlil ustası olan Tarık Buğra, 2 Eylül 1918’de Akşehir’de doğmuştur. Hikaye ve şiirlerini ilk olarak lise yıllarında yayınlamıştır. O yıllarda edebiyata düşkünlüğü artmış ve böylece hayalleri şekillenmeye başlamıştır. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanarak 2 yılını bu bölümde geçirmiştir.2 yıl okuduktan sonra Hukuk Fakültesine geçmiştir. Bu bölümü de Edebiyat Fakültesine geçmek için yarım bırakan Tarık Buğra, hayallerine ilk adımı böylece atmış oldu. Küçük Ağa romanı üniversite tarafından tez olarak kabul görmüştür. Böylece Yeni Türk Edebiyatı kürsüsünden mezun olunca lisede muallim olarak göreve başlamıştır.

  1948 yılında Cumhuriyet Gazetesinde düzenlenen bir öykü yarışmasında 1. olacakken yapılan haksızlık nedeniyle 2. gösterilmiştir. Bu başarısından sonra dergilerde yazmaya başlasa da yapılan haksızlık karşısında hayli üzülmüştür. İlk hikayesinde usta bir yazar olduğunu ortaya koymuştur. Daha çok tarihi roman alanında yazmıştır. Nasreddin hoca dergisini çıkardı. Çeşitli dergi ve gazetelerde fıkralar yazdı.

Tarık Buğra realizmin Türk romancılığındaki ustalarından biridir. Romanı roman olarak düşünür ve bir fikri açıklayıp kanıtlama çabasına girmez. Ona göre sanat; insanları farklı bir mizaçla yeniden yaratmaktır. Eşi Hatice Bilen Buğra, Tarık Buğra’nın daima alçakgönüllü ve naif bir adam olduğunu söylüyor. Başarılarıyla övünmeyip hep daha fazlası ve daha iyisi için çalıştığını da dile getiriyor. Ama biz onunla ve bize kattığı birbirinden değerli eserleriyle övünmek istedik. Bu yüzden en önemli 5 eserini sizlerle paylaşacağım.

1. Küçük Ağa

Birinci Dünya Savaşı ile birlikte Osmanlı Devleti eski gücünü kaybetmiştir. Kitapta Akşehir’de kurtuluş mücadelesinin bir bölümü anlatılmaktadır. Asırlardır halifenin emrinde savaşan insanların savaş esnasında nasıl tek yürek olduğuna değinilir. Arabistan Cephesinde sağ kolunu kaybeden Salih memleketi Akşehir’e döner. Bir gün arkadaşlarının yeni bir devlet kurma düşüncesine tanık olunca Milli Mücadeleye katılmaya karar verir. Bu sırada köye İstanbul Hükümeti aracılığıyla bir hoca gönderilir. İstanbullu hoca zamanla halkın sevgisini kazanınca Kuvayı Milliye’yi benimser. Kimliğini gizli tuttuğu için hocaya Küçük Ağa ismi verilir. Ve olaylar böylece başlamış olur.

2. Osmancık

Türk edebiyatının en başarılı tarihi romanları arasındadır. Osmanlı İmparatorluğunun nasıl kurulduğuna ve hangi iradelere sahip olduğuna değinir. Roman Osman Gazi’nin Bursa sevdası ve Bursa fethinin müjdesi ile başlar. Daha sonra geçmişe dönülerek asıl olay anlatılır. Osmancık gururlu ve öfke kontrolü olmayan bir kişiliğe sahiptir. Eğlencesine düşkün olduğu için babası Ertuğrul Gazi tarafından sıkça uyarılır. Daha sonra Osmancık, Şeyh Edebali’nin kızı Malhun Hatuna aşık olur. Gördüğü bir rüya değişmesine neden olacaktır ve o rüyadan sonra kitapta asıl olaylar baş gösterecektir.

3. İbiş’in Rüyası

Dil ve teknik açısından son derece başarılı bir romandır. Bu yüzden hem tiyatro oyunu hem de sinema filmi olarak değerlendirilmiştir. Roman kahramanı Nahit’in tiyatro aşkı uğruna ailesini terk edip yoksulluk ve zorluklarla ulaştığı bir başarı hikayesidir. Tiyatro oyuncusu olmak isteyen Nahit, İbiş karakteriyle tanınmış ve çok sevilmiştir. Ortaoyununun ünlü ismi ve Adile Naşit’in babası Naşit Özcan’ın hayatından esinlenerek yazılmıştır. Tarık Buğra’nın kaleminden çıkan bu değerli eser aynı zamanda TRT roman Ödülleri yarışmasında yazara başarı kazandırdı.

4. Dönemeçte

Bu kitap Türkiye’de çok partili hayata geçiş denemelerini anlatır. Daha çok o dönemin halktan kopuk aydınlarını eleştiren bir romandır. İlk bakışta bir aşk hikayesi olarak gözükür. Ancak asıl konu aydın ve halk arasında oluşan görüş farklılıklarıdır. Başkahraman, doktor olarak çalışan Şerif isimli bir aydındır. Şerif karakteriyle olması gereken birey işlenmiştir. Bu eser de Tarık Buğra’nın en etkileyici 5 eseri arasında yer alır.

5. Siyah Kehribar

Tarık Buğra’nın siyasi romanlarından biridir. Eser çok fazla eleştirilmiştir bu yüzden yazar yazı hayatına bir süre ara vermek zorunda kalmıştır. Kitapta İkinci Dünya Savaşı öncesi İtalya’da hüküm süren faşist yönetime karşı çıkan mücadeleci vatanseverler işlenmiştir. Türk Genci İtalya’da sanat tarihi alanında doktora yapmaktadır. Fernando adlı bir gençle arkadaş olmuştur. Fernando ile gittiği Siyah Kehribar denen bir barda Melisa ile tanışır ve aşık olur. Hem siyasi unsurları hem de aşkı işleyen bu roman Tarık Buğra’nın eleştirilse de vazgeçemediğimiz değerli bir eseridir.

Bunlar İlginizi Çekebilir