Sayın okuyucu,
Sana içimdeki hiçliğin ortasından canımın istediği gibi sesleniyorum. Bir şeyler olsun diye çabaladıkça olmadığına defalarca şahit olan zavallı ruhum, burada yazdıklarımı okuyacağından bile ümitsiz.
Kaçırıp gidiyorum sanki hayat, sana da öyle geliyor mu bilmiyorum, tarifini yapamadığım bir tükenmişliğin içinde etrafımda olan şeyleri gözlemliyorum ve galiba elimden gelen tek şey bu. İçimde bir yerlerde cılız bir ses aslında çok daha fazlasını hak ettiğimi söylüyor. Ama o kadar. Sadece o kadar sayın okuyucu. Sanki ben çoğu zaman; hiç yaşamadım, hiç hayatım olmadı. Fakat işte buradayım. Karşına geldim. Bunları sana yazıyorum. Geleceğini umarak, seninle dertleşiyorum sayın okuyucu. Ben buradayım, sen nerdesin?