Yasin Dur
YazarYasin Dur
4 dakika okuma süresi
May 24, 2020

Şii’lik ve Farsça’nın Dış Politikada Politik Belirleyen Olarak Varlığı


Şii’lik ve Farsça

İran’ın resmi dili Farsça’dır. Nüfusun büyük çoğunluğu Şii’dir. Bu yüzden elbette ki dış politikasında Farsça konuşan topluluklara ilgi göstermesi veya Şii olan toplumlara ilgi göstermesi normal ve beklenen bir şeydir.

Farsçayı resmi dil olarak kabul eden ülkeleri şu şekilde sıralayabiliriz:

• Afganistan (Derî Farsçası)

• Tacikistan

Ortak dillerinden ve sıkı kültürel bağlarından dolayı İran dış politikasında Tacikistan’ın yeri özeldir. Tacikistan’ı İran kültürünün ayrılmaz bir parçası olarak niteleyen Hamaney, Tahran’ın her zaman dost ve kardeş Tacikistan ile ilişkilerini geliştirmenin arayışı içinde olduğunu söylemiştir. Rahmanov ise İran’ın İslâm dünyasındaki konumuyla gurur duyduklarını ifade ederek, İran vatandaşlarının Tacikistan’da artan yatırımlarından duyduğu memnuniyeti dile getirmiştir. Rahmanov, Farsça konuşan ülkelerin demiryolu ile birbirine bağlanmasını istemiş, Türk Cumhuriyetleri ve Çin’in kaynaklarının bu yoldan Körfez’e, oradan da uluslararası sulara çıkışının sağlanması gerektiğini ifade etmiştir. İran ve Tacikistan 9 Mart 2009 tarihinde Tahran’da düzenlenen Farsça Konuşan Ülkeler Zirvesi’nde bir araya gelmiştir. Farsça konuşan İran, Tacikistan ve Afganistan arasında kültürel iş birliğinin geliştirilmesi için bir komisyon oluşturulmuştur. Taraflar arasında ticaret, ulaşım, enerji, eğitim, sağlık ve güvenlik alanlarında imzalanan iş birliği anlaşmalarının uygulanmasının gözetimi için de dışişleri bakanlarından oluşan bir konsey kurulmuştur. İran, Tacikistan’da kültürel faaliyetlerin yanı sıra önemli altyapı yatırımları yapmıştır. Tacikistan’da çeşitli alanlarda inşaat faaliyetleri yürüten 150’den fazla İran şirketinden bir kısmı yol, tünel, baraj ve hidroelektrik santrali inşasıyla uğraşmaktadır. Ayrıca, Tacikistan’ı Afganistan üzerinden İran’a bağlamak için karayolu ve demiryolu bağlantıları konusunda anlaşmaya varılmıştır.

İki ülke arasındaki iş birliği dış politikaya da yansımıştır. ŞİÖ üyesi olan Tacikistan, İran’ın bu örgüte üyelik girişimini desteklemiştir. Tacikistan, İran’ın “barışçı” nükleer programına da destek vermiştir. İlk üçlü zirve toplantısı 2006 yılında Duşanbe’de yapılırken, ikinci zirve 2008 yılında düzenlenen ŞİÖ toplantısı çerçevesinde ve üçüncü olarak da 2009 yılı mart ayında İran’da gerçekleşmiştir.

İki ülke arasındaki kültürel ve siyasal yakınlık ekonomik alana fazla yansımamıştır. Buna rağmen Tacikistan’ın ilk beş ticaret ortağı arasında yer alan İran ile olan ticareti 2007 yılı itibarıyla 140 milyon dolarken, küresel ekonomik krizden etkilenen ticaret hacmi 2009 yılında yüzde 41 oranında gerilemiş, ancak 2010 yılında yeniden toparlanmıştır. 2010 yılı mayıs ayında İran’ın karşılıklı olarak vize uygulamasını kaldırma teklifi ise Tacikistan tarafından reddedilmiştir.

Afganistan’ın etnik, dinsel, tarihsel ve coğrafî konumu, İran’ın bu ülkenin siyasal hayatında etkin olmasına imkân tanımıştır. Afganistan’da 1960’lı yıllardan itibaren başlayan siyasî hareketlilik, İran’ın millî güvenliğini de etkilemiştir. Afganistan’daki tüm siyasal gelişmelerde her zaman aktif rol almaya çalışan İran, zaten bu ülkeyi tarihsel olarak hep kendi toprağı olarak görmüştür. Söz konusu algılama Afganistan’ın İran’ın tarihî bir parçası olduğu anlayışını/zihniyetini doğurmuştur.

Bu tarihi algılamanın yanı sıra Afganistan’da Fars dilinin resmî dil olması, İranlılarla etnik yakınlığı bulunan Tacikler ile İranlılarla aynı mezhepten olan Hazaraların bulunması bu ülkeyle etnik, dil ve mezhep bağını da ortaya koymaktadır.

Özellikle Afganistan’daki Şiî gruplarla yakın ilişkiler geliştiren İran, son dönemde ülkedeki etkinlikleri hızla artan Şiî Hazaralara özel bir önem vermiştir. Ülke siyasetindeki ağırlıkları giderek artan Hazaralar ülkenin siyasî kaderinde önemli rol oynamaya başlamıştır. İran ise Hazaralar vasıtasıyla Afganistan’da nüfuzunu artırmaya çalışmıştır. Bu durum başta Peştunlar olmak üzere diğer grupları tedirgin etmiştir. Bugün Kabil’de bir milyon civarında Hazara yaşamakta ve yavaş yavaş başkentin nüfus yapısını değiştirmektedirler. Ayrıca Hazaralar hükümette, devlette, orduda, poliste ağırlık kazanmakta, buralardaki geleneksel Peştun ağırlığını azaltmaktadırlar.

Afganistan’da, bazı sosyo-kültürel faaliyetler yürütmekte olan İran, aralarında Kabil’deki 100 milyon dolara mal olan bir üniversitenin de bulunduğu ciddi eğitim faaliyetlerinde bulunmuştur. İran’ın önemli üniversiteleri de Afganistan’ın farklı şehirlerinde bölümler açmıştır.

Bunlar İlginizi Çekebilir