“Dünya çıldırdığında işte böyle güler”*
Kızıl Kahkaha, Ulusal edebiyatta dışavurumcu hareketin önderlerinden olan Rus oyun ve kısa hikâye yazarı Leonid Nikolsyeviç Andreyev’in yazmış olduğu savaş karşıtı kısa hikâyesidir. 1904’ün şubat ayında başlayıp, 1905’in eylül ayına kadar süren Rus-Japon Savaşı’nda 300 bin kişilik Çar ordusu ölü, yaralı ve tutsak olarak 120 bin askerini yitirmiştir. Her insan gibi bu durumdan oldukça etkilenen yazar, savaşın etkilerini çarpıcı bir şekilde kaleme alır.
2 bölümden oluşan bu kısa hikâye savaşı 3 farklı perspektiften anlatmaktadır. İlk bölümde bir Rus Subayı yaşadığı vahşeti ve dramı dile getirmektedir. Her yer kanla ve ölü bedenlerle kaplıdır. Günlerce aç, susuz ve uykusuz kalmış askerler bu kızıl kahkahanın içerisinde yavaşça delirmeye başlarlar. Öyle ki meydanda yaralıdan çok deli bulunmaktadır. Elbette böyle bir durumda insanın tek isteği bu vahşetin bitmesi ve herkesin biran önce huzur dolu evine geri dönmesidir. Fakat geride huzur dolu bir ev kalmış mıdır ki? Andreyev savaştan sağ kurtulup evine dönenlerin de durumunu gözler önüne sermektedir. Böyle bir felaketten çıkan insan, normal hayata nasıl adapte olabilir? Sevdikleri bu insana bir daha nasıl aynı gözle bakabilir?
Eserin ikinci bölümünde ise subayın savaşa katılmamış olan kardeşi yazma görevini üstlenir. Bu karakter sayesinde savaş ortamında bulunmayanların bile bu kızıl kahkahadan nasibini aldığı rahatça görülebilir. Dahası eserde ölülerin ölülere yazdığı mektuplara da yer verilir. Hatta bir anne vardır ki evladı öldüğü halde bir süre cepheden yazdığı mektupları almaya devam eder. Anlayacağınız normal yaşamın hızı savaşın hızını yakalayamaz.
Böylesine kısa bir eserde böylesine çarpıcı duyguları okura geçirebildiği için yazarı tebrik etmek gerekir diye düşünüyorum. Savaşın her türlüsü yıkım getirir ve kazananı yoktur. Her ne kadar gerçekleşeceğine dair inancım azalmış olsa da dünya barışını umutla bekliyor, herkese iyi okumalar diliyorum.
“-Ya şimdi savaşı bitirirsiniz, ya da...
"Ya da" ne? Akıllarını başlarına toplamalarını sağlayacak, yüksek sesle söylenecek yeni yalanlarla cevaplanmayacak kelime kaldı mı dünyada? Ya da önlerinde diz çöküp ağlamak mı gerek? Ama zaten yüz binler gözyaşlarıyla yıkamıyor mu dünyayı, faydası var mı hiç? Ya da gözleri önünde kendini öldürmek mi gerekiyor? Öldürmek! Her gün binler ölüyor, peki bunun faydası var mı?” (Kızıl Kahkaha, Leonid Andreyev, s. 48, İş Bankası Kültür Yayınları)
*(Kızıl Kahkaha, Leonid Andreyev, s. 59, İş Bankası Kültür Yayınları)