Aragorn ve Atalarının Binlerce Yıllık Kaderi
Birçok kişi Yüzüklerin Efendisi diyince köyünden çıkan küçük bir hobbit olan Frodo'nun ihtişamlı bir elf yurdunda kurulan kardeşlik ile beraber mutlaka düşmandan sakınılması gereken yüzüğü yok etme macerasını düşünür. Filmi izleyenler bunu etrafta birçok örneği bulunabilecek olan yaratıklarla savaşmaya dair bir film sanabilir. Biraz merak edip kitabı okuyanlar da varlardır elbette. Yine de bu kitapları okuyanlar bile aslında koca bir okyanustaki tek bir damlanın hikayesine vakıf olmuşlardır. Yüzük Savaşları aslında Ortadünya evreninde geçen birçok hikayeden birisidir. Hatta diyebilirim ki Yüzük Savaşı dönemleri eskinin kadim dünyasının sönük bir yansımasından ibarettir sadece. Gelelim filmin ana karakterlerinden Aragorna. Aragorn bildiğiniz gibi filmin sonunda bir kral olarak hak ettiği tahta geçmiştir ancak kimdir ki bu herif birdenbire savaşlar kazanılınca kral sıfatını elde etmeye hak kazanmıştır? Kral olmak için kral soyundan gelmek lazım gelir ama bu adam yabanda dolaşan bir herif değil miydi? Filmde Legolas'ın da dediği gibi o basit bir kolcu değil, İsildur soyundan gelen Arathorn oğlu Aragorndur aslında. Peki kimdir bu İsildur? Dikkatli izleyiciler yüzüğü yanardağa atmayı reddeden o adamın Isildur olduğunu hatırlayacaklardır. Isıldur nerden gelmektedir o zaman?
Ortadünya evreninde pek uzak zamanlarda kötülük saçan bir Vala vardı. Valalar oldukça kudretli ve yüce Tanrısal varlıklardır. Bütün Valar(Valar Vala'nın çoğul halidir) iyiliğe ve ışığa yönelmişken aralarından bir tanesi kötülük ve karanlık yoluna girmiştir. Bu Vala'nın ismi Melkordur. Melkor bütün Ortadünya evreninde kötülüğe dair ne varsa ezelden ebede hepsinin atasıdır. Bütün kötülüklerin kaynağı bu kudretli ve dehşetengiz Melkordur.Yüzüklerin Efendisinde Gandalf'ın köprüde savaştığı o boynuzlu yaratık yani Balrog için Gandalf hatırlarsanız onun kadim dünyadan bir iblis olduğunu söylemiştir. İşte Melkor bu Balroglara kadim zamanlarda efendilik edip onları ordularının yüksek kademelerinde tutan Karanlık Efendidir. Melkor kadim zamanlarda, binlerce yıl önce diğer Valaların toplanıp orduları ile ona saldırarak kadim ve yüksek elfleri onun gazabından kurtarmaları ile Hiçliğe hapsedilerek evrenin sonuna dek kontrol altına alınmıştır. Bazıları "tamam da binlerce yıl sonra yaşayan Aragorn ve onun atası Isildur'un ne alakası var kadim zamanların karanlık efendisi ile" diyor olabilir. Olay şu ki Melkor'a karşı yıllarca savaş verip aydınlık Valara onun yenilmesinde yardım eden ve yüzlerini ışığa dönmüş olan insanlar tam olarak da Aragorn'nun binlerce yıl önceki atalarıdır.
Melkor'un defedilmesinde yardımcı oldukları için Valar bu insanlara okyanusun ortasından bir ada çıkartarak burada ferah içinde yaşamalarını sağlamıştır ve onlara normal bir insanınkinden çok daha uzun bir ömür bahşetmişlerdir(Yine dikkatli izleyiciler Aragorn'un yaşlı kral Theoden'in çocukluğunu nasıl bildiğini artık anlayabilirler). İşte bu ada Numenor adası ve insanları da Numenoran yani Numenorlulardır. Bu adada asırlarca güven ve barış içinde yaşayan Numenorlular inanılmaz güçlü ordulara ve silahlara sahip olmuşlardır. Bu sırada da yeni bir kötülük, Melkor'un en yüksek komutanı Ortadünyaya dehşet saçmaktadır. Evet işte bu kişi Yüzüklerin Efendisinden de bildiğimiz Saurondur. Sauron'un bozgunculuğunu ve kendine Dünyanın Hakimi sıfatını taktığını duyan Numenor Kralı bütün ordusunu toplayarak Ortadünyaya geçerek Saurona meydan okumuştur. Numenorlular geçen asırlar içinde inanılmaz bir kibre kapılmış ve eski asaletlerini kaybederek giderek yozlaşmaya başlamışlardır aynı zamanda da. Numenorun muazzam gücü karşısında Sauron'un orduları karşılarına çıkmaya dahi cesaret edememişlerdir. Numenorun kendi gücünü kat kat aştığını fark eden Sauron işini güç ile değil kurnazlıkla halletmeye karar verir ve teslim olur. Tutsak olarak Numenor adasına götürülen Sauron orada zekası ve tatlı dili ile bir köleden kral danışmanına kadar yükselir. Numenor insanlarını iyice kötülüğe sevk ederek onları Melkora tapmaya ve Valara karşı savaş açmaya dahi ikna eder. Valara ve iyiliğe sadık bazı kimseler Ortadünyaya kaçarlarken kalan Numenorlular Valara savaş açmak için orduları ile yola çıkar ve Tanrı Eru İlluvatar tarafından denizin ortasında açılan yarığa batırılırlar. Böylece son bulur ihtişamı Numenorun ve Numenor Adasının. Numenor adası da denizin dibine batırılmıştır zira. Ortadünyaya kaçan sadıklar ise Elendilin liderliğinde Gondor ve Arnor krallıklarını kurarlar. Ve işte Elendil'in oğlu da Isildur'dan başkası değildir.
Yıllar sonra Sauron Ortadünyaya döndüğünde tekrar güçlenip savaş başlatır ve bu sefer elfler ile insanların son ittifakları kurulur ona karşı. İşte bu savaş filmde de gösterilen "Son İttifak Savaşıdır". Burada Elendil ölür ama Sauron da yenilir ve yüzük Isildur'a geçer. Isildur ise sonradan bir ork pususunda canını yitirir ve yüzük kaybolur. Gondorda ise yıllar sonra Isildurdan gelen kral soyu kayıplara karışır ve ülkeyi vekilharçlar ve onların soyu yönetmeye başlar. Aragorn da filmin sonunda Isildur'un soyundan geldiği için kan hakkı olan tahtı alır.