Üzerinden neredeyse iki yıl geçmesine rağmen bizi üzen olaydan biri: Amerikalı Nu-Metal-Alternatif Rock grubu Linkin Park’ın efsane solistinin intiharı. Bennington da Amy Winehouse, Chris Cornell, Kurt Cobain gibi ardında gözü yaşlı hayran bırakan sanatçılar arasına girdi ve bir devir böyle kapandı.
Nu metalin en iyi temsilcilerinden Linkin Park, şarkılarını ezbere bildiğimiz, lise yıllarımızı bize hatırlatan en sevdiğimiz gruplardan biriydi.
1996'da Xero adıyla kurulduğundan beri 100 milyondan fazla albüm satmış ve iki Grammy ödülü kazanmıştı. Grubun ilk albümü “Hybrid Theory” Amerika’da 10 milyon satış rakamına ulaşmış dünyada 50 milyonun üzerinde satış gerçekleştirmişti. Linkin Park, MTV ödüllerini toplamasıyla da ünlüydü.
Numb, In The End, Crawling gibi popüler şarkılara imza atan grup, farklılıklarını şarkı sözlerindeki duygularla yansıtmıştı.
Chester Bennington, intihar etmeden önce pek çok röportajında “hissizleştiğinden, insani duygulara kapılmak istemediğinden, hayattan nefret ettiğinden” bahsediyordu.
Yakın arkadaşı Chris Cornell’i Mayıs ayında kaybettikten sonra Bennington’un oldukça kötü etkilendiği ve arkadaşını özlediği belirtilmişti. Çocukken tacize uğraması, alkol ve uyuşturucuyla uzun süre mücadele etmesi onun hayata bakış açısının zor olduğunu özetliyordu.
Eşi Talinda Bennington, depresyon konusunda farkındalık yaratmak amacıyla sanatçının intiharından 36 saat önceki görüntülerini twitterda yayımlamış attığı tweette, "Ölümünden 36 saat önce işte böyle bir şeydi. O bizi çok sevdi, biz de onu çok sevdik." ifadelerini kullanmıştı. Chester Bennington, girdiği depresyon sonucunda 41 yaşında California’daki evinde kendini asarak intihar etmeyi seçti.
Yazımıza onun sözleriyle veda edelim:
I tried so hard
And got so far
But in the end
It doesn't even matter