Bu hayatta çoğu şey görünmez iplerle bağlıdır birbirine. Her bir "şey", diğer bir "şey" in var olma nedenidir aslında. "Şey" ler bazen yokluğuyla bazen de varlığıyla diğer "şey" lerin var olmasını sağlar. "Cesaret" in korkunun varlığıyla var olması gibi. Cesaret aslında korku üzerinden bir değer kazanır. Cesaret aslında korkunun üzerine basarak yükseliyormuş gibi algılanır, belki de bu yüzden bu kadar yüceltiliyordur. Hayatta hep "Cesur ol.", "Ne kadar cesaretlisin." gibi cümleler işitiriz ya da çok cesaretli insanlar gördüğümüzde bazen, "Keşke ben de bu kadar cesaretli olabilsem." diyebiliriz. Ama bunu yaparken şunu gözden kaçırırız; aslında o insanın cesareti aynı zamanda korkularının varlığının da göstergesidir ve bizi asıl etkileyen onun cesareti değil, korkularıyla başa çıkabilmeyi öğrenmiş olmasıdır; burada önemli olan " öğrenmek"tir. Korkular bizimle doğmaz, tıpkı cesareti öğrendiğimiz gibi korkuları da öğreniriz. Küçük çocuklara baktığımızda, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadıkları şeylere karşı daha cesur olduklarını görürüz; ama zamanla bazı şeylerin kendilerine zarar verdiğini öğrendikleri için korkuyu öğrenirler ve bu sayede kendilerini korurlar. Aslında korkularımız bile kendimizi korumak için vardır. İlk meydana gelişten bugüne kadar gelebildiysek biraz da korkularımız sayesindedir. Bu yüzden korkularımızı küçümseyip cesareti yüceltmek yerine korkularımızı anlamaya çalışabiliriz, dikkatle baktığımızda bizi bir şeylerden korumaya çalıştıklarını görebiliriz; ama tabi ki çok aşırıya kaçmadığı sürece. Korkularımıza bu gözle baktığımızda işte o zaman cesaretin hangi durumlara göre önem kazandığını daha iyi anlar ve kendimizi cesur olmadığımız için suçlamayı bırakabiliriz. Yalnızca cesaretle değil, korkularımızla da öğrenebilmemiz dileğiyle...🌺