Geçmişten günümüze değin insanlık devinimler göstermiştir. Ne olduğu, neden olduğu ve kim olduğu tartışması günümüzde halen devam etmektedir. Kendi kendimize kaldığımızda bile bu soruları içimizden tekrar ederiz. Ne gariptir ki yeteneklerini ve kimliğini bulamamış ve hep merak içerisinde kalmış bireyler mevcuttur. Bu bireylerin çoğunda aidiyet yoktur. Öyle bir hal alır ki içlerinde boşluklar oluşur. Bazen kendilerinden kaçma yoluna giderler. Bazen yalnız bazen ise kalabalık ortamlar isterler. Özgüven eksiklikleri yaşarlar ya da dikkat çekme çabası güderler.
Oysa küçüklüklerinde bulmaları daha kolay iken erişkinlik zamanlarında uğraştıkları bu durum arasında gel gitler yaşarlar. Bu durumdan ötürü benim o tarz insanlara vereceğim en iyi tavsiye sınırlarını zorlamaktır. Kendi içlerinde maddeler bulmaktır. Neleri sevip neleri sevmediklerini, nelere değer verdiklerini, nelerden mutlu olup nelerden üzüldüklerini ve kendilerini en çok ne ile mutlu ve huzuru hissettiklerini bilmeleridir. Sonrası çorap söküğü gibi gelir. Kimlik arayışları içerisinde meşaleyi yakmış olurlar ve aidiyetlerine davetiye çıkartmış olurlar.