Ah O Gemide Ben De Olsaydım

Bir önceki yazımda çocuk ruhlu bir insan olduğumu söylemiştim. Yurttayken derslerden çok bunaldığımda internetten, izlemediğim, kıyıda köşede kalmış animasyon filmlerini izliyorum. Yine böyle sıkılıp bu filmi izlediğimde bunu önermeliyim dedim. Çünkü evet, animasyonlar çocuklar için yapılıyor fakat ben izlediğimde yetişkinler için de mesajlar barındırdığını anlıyorum. Bu filmi izlediğimde verdiği mesajı anlar anlamaz bu filmi burada anlatmalıyım dedim. 

Öncelikle film, Nuh tufanını ve Nuh'un gemisini anlatıyor. Sel olayı duyulduğunda tüm hayvanların gemiye alınmasıyla yaşanan maceralar. Oldukça eğlenceli olan film esprileriyle beni güldürmese de oldukça eğlendirdi ve duygusal kişiliğimden mütevellit ufak sahnelerde gözlerimin dolmasını sağladı. İzlemediyseniz, animasyon film izlemeyi seviyorsanız mutlaka izlemenizi öneririm. Buradan sonraki kısımda filmin içeriğini ve hissettiklerimi anlatacağım.

İzlemeyecekler, izlemiş olanlar ve izlemeden hikayesini öğrenmek isteyenler için;

Film tüm hayvanların Nuh'un gemisine çağrılmasıyla başlıyor. Filmin baş kahramanları olan nestrianlar, sürekli oradan oraya taşınan, ait oldukları yeri arayan baba ve oğlu. Bir de oldukça somurtkan ve soğuk bir grinpy anne ve kızı. Hayvanlar gemiye girebilmek için listede olmak zorundalar, ancak nestrian baba ve oğul listede isimlerinin olmadığını öğrenince büyük bir üzüntüye kapılıp, listede isimleri olan grinpy anne ve kızın yanında kılık değiştirerek, onların ailesiymiş gibi yaparak gemiye giriyorlar. Ancak soğuk ve sert mizaçlı anne bu durumdan hiç memnun kalmıyor. Nitekim gemiye giren nestrianlar odalarına geçiyorlar. Ancak küçük Finny(nestrian) ve Leah(grinpy) gemiyi yanlışlıkla kaçırınca olanlar oluyor. Dave(nestrian) ve Hazel(grinpy) onların kaybolduklarını farkettiklerinde tüm gemiyi arayıp bulamıyorlar ve arkada kaldıklarını anlıyorlar. Gemiyi süren aslana gemiyi geri döndürmesini söyleselerde, aslan nestrianın kaçak olduğunu farkedip ikisini de hücreye kapatıyor. O sırada Finny ve Leah hayatta kalmak için kalabilecek bir yer yapıyorlar ve geceyi orada geçiriyorlar. Ertesi gün gemiye alınmayan kocaman bir kayaya benzeyen Şişkocuk ve bir parazite benzeyen Üçayak ile karşılaşıp, maceraya birlikte devam ediyorlar. 

Çok uzatmayayım, Üçayak ve Şişkocuk onlar tepeye varmaya çalışırken gitgide yükselen suya düşüyorlar ve macera yalnız devam ediyor. Gemide Dave ve Hazel bir yolunu bulup gemiyi çeviriyorlar ve Finny ve Leah i buluyorlar. Tam gemiye çıkmak üzerelerken, Finny suya düşüyor. Leah bu duruma çok üzülüyor. Dave oğlunu kurtarmak için suya atlayınca peşinden Hazel ve Leah de atlıyor. Dave oğlunun öldüğünü sanıp ona sıkıca sarılırken bayılmış olan Finny uyanıyor ve baba oğul suda nefes alabildiklerini farkediyorlar. Daha önce suya düşen Şişkocuk ve Üçayakla karşılaşan Finny ve Dave onların yaşadıklarını görünce çok mutlu oluyorlar ve onlarla beraber grinpyleri gemiye götürüyorlar.

Velhasılkelam filmin vermek istediği mesaj gayet açık. Eğer hayat size çok istediğiniz bir şeyi vermiyorsa, gerçekten istediğiniz şey o değildir. Bazen İstediğiniz okul, bazen istediğiniz iş, istediğiniz maaş olmayabilir. Ama gerçekten ihtiyacınız olan şeyler de onlar olmayabilir. Hayat bir kapıyı yüzünüze kapattığında o kapının önünde vakit harcamak yerine başka açık kapılar arayın. Benden şimdilik bu kadar, hatam olduysa affola. Yeni film önerilerinde görüşmek üzere!