İslam inancına göre kader: "Tanrı'nın geçmişte ve gelecekte neler olacağını bilmesi ve takdir etmesi" şeklinde tanımlanıyor. Buna karşılık şunu söyleyebilir miyiz? "Tanrı, yaratmış olduğu insanın önüne milyonlarca olasılık içeren yollar koymuş ve seçimi insanın iradesine bırakmıştır". Şimdi bu cümleden ve tanımdan yola çıkarak, aşağıda vereceğim örnek ve varyasyonunu inleceleyip yorumlayalım. Vereceğim örneklerde "programcı" tanrı sıfatı yerinde olacaktır ve labirent yine programcının tasarımıdır, ona göre değerlendirme yapınız.
A Örneği
Bu örnekte, elimizde bir adet labirent bulunuyor. Bu labirent, karmaşık yolların ardından 4 adet çıkışa yöneliyor. Ben bir programcı olarak, labirentin hangi yolundan gideceğini ve 2. kapısından çıkmasını önceden kodladığım bir robotu, labirentin en başına koyarak, onu başlatıyorum. Robot, tabii ki beklenilen dışında bir hareket sergilemeyerek görevini yapıyor ve labirenti 2. kapıdan çıkarak sonlandıyor. Robot, benim onun programcısı olduğumu bilmeyerek bu işlemi yapıyor ve özgür bir irade söz konusu değil.
B Örneği
Bu örnekte, elimizde yine bir labirent bulunuyor. Aynı şekilde, bu labirentin de karmaşık yolları var ve sonunda 4 adet çıkışa yöneliyor. Bu sefer bir insanı, 3. kapıdan çıkacak şekilde programlayarak bu işlemi başlatıyorum. A örneğinden farklı olarak bu sefer başrolde bir insan mevcut. Ben, labirentin hangi yollarını tercih etmesi gerektiğini ona herhangi bir şekilde aktarmadığım halde çıkacağı kapıyı biliyorum. Deney başladığında, insan da görevini bitirerek 3. kapıdan çıkıyor. O, bu işlemi yaparken benim onu önceden programlamış olduğumu bilmiyordu. Seçtiği kapıyı "özgür iradesi" ile seçtiğini sanıyor lakin ben gideceği yol hariç herşeyi önceden programladım ve çıkacağı kapının numarası benim için bir sürpriz olmadı.
C Örneği
Bu örnekte yine karmaşık bir labirent ve yine 4 adet çıkışımız bulunmakta. Bu sefer bir programcı yerine gözetmen rolündeyim ve labirenti bitirmek ile görevli bir insanı gözlemliyorum. Sonuca ulaşırken ki gideceği yollardan tamamen habersizim ve seçeceği kapı da aynı şekilde benim için bir sürpriz olacak. İnsan, burada gerçek bir özgür irade sergileyerek istediği kapıdan çıkıyor.
Örnekleri İnceleyelim
Vermiş olduğum 3 ayrı fakat mekân olarak aynı olan örneklerde anlatmak istediğim asıl olay özgür iradenin kader ile yan yana koyulamayacağı olmasıdır. A örneğinde, baştan aşağı kendi ürünüm olan bir robotun seçeceği yolları ve çıkacağı kapıyı önceden biliyordum. Kapıdan çıktıktan sonra ona "Neden bu kapıyı seçtin?" sorusunu sorabilir miyim? Tabii ki hayır, vereceği cevabı kodlamamak bir yana, kodlamış olsaydım dahi bu sorunun cevabını önceden biliyor olacaktım. B örneğine baktığımızda ise, labirente koyulan ve sadece çıkış kapısı önceden programlanmış bir insanı gözlemlemiştik. Labirenti istediği yollardan gidip 3. kapıdan çıkarak tamamlamıştı. Kapıdan çııktıktan sonra ona "Neden bu kapıyı seçtin?" sorusunu yönelttiğim zaman bana "Özgür iradem ile seçtim, sanane?" diyebilir mi? Tabii ki diyebilir. Lakin burada kaçırılan bir nokta var; o da benim onu önceden programladığımı bilmiyor olması. Yani seçtiği kapıyı kendi iradesi ile seçtiğini sanarken; aslında benim tarafımdan önceden programlandı fakat kendisi bunu bilmiyor. Bu örnekte özgür irade söz konusu mudur? Hiç sanmıyorum. Son örneğimizi inceledeğimizde ise karşımıza çok daha farklı bir tablo çıkıyor. Deneğimiz yine bir insan ve bu sefer istediği yollardan giderek labirenti yine istediği çıkış kapısı ile sonlandırıyor. Peki, burada "özgür irade" var mıdır? Elbette vardır. Labirenti benim tasarlamış olmam, hangi kapıyı seçeceğini bilmemi gerektirmediğinden burada gerçek bir iradenin varlığından bahsedebiliriz.
Sonuç ne mi?
Tüm bu örnekleri inceledeğimizde gördüğümüz bir şey var. O da, sonucu önceden bilinen bir şeyin insan iradesi ile seçilemez olması. Şimdi bu konuyu şöyle yorumlayanlarınız olabilir: "Ateş elimizi yakar, bunu biliyoruz. Ateşe dokunmak ya da dokunmamak insan iradesine kalmış bir şeydir." Cümlede geçen ateş örneği insan bilincinde her türlü yorumlanabilir. Ateş ile ilk defa tanışan bir insan yavrusu, onun kendisini yakacağını bilmeden dokunduğunda, sonuç onun için sürpriz olur ve eli yanar. Kendisi de bunu hayatı boyunca bir yargı bilir ve ondan uzak durur. Kısa bir örnek ve Ömer Hayyam'dan bir dörtlüğe yer verip yazımı sonlandıracağım. Elimde 10 adet kart olsa, ve size hangisini seçmenizi istediğimi önceden söylesem, lâkin siz bunu bilmeseniz ve 4. kartı seçseniz, buna irade diyebilir misiniz? Seçimlerinizi gerçekten siz mi yapıyorsunuz? "Kader" olgusunun bulunduğu bir yerde özgür irade söz konusu değildir. Çünkü özgür irade, "Tanrı'nın her şeyi bilmesi" kuralına uymaz. Her şeyi bilen ve önceden programlanmış bir gücün altında "özgür iradem" var demek: "Kümeste özgürce dolaşan bir tavuğum" demekten ibarettir.
"Tanrı bizi çamurdan yarattığında,
Biliyordu bu dünyada ne işimiz olacak,
İşlediğim günahlar hep onun emri iledir,
O halde cehennemde beni ne için yakacak?"
Sorgulayan insanların çoğunluk olduğu bir dünyaya uyanmak dileği ile, sevgiler.