Ecem
YazarEcem
3 dakika okuma süresi
Kas 26, 2020

her gün küçük adımlar


Small steps every day ya da damlaya damlaya göl olur.Hangisini beğenirseniz.

Sabırsız ve aceleci insanlar olarak toplumun büyük bir kısmını oluşturduğumuza inanıyorum ve dürüst olmak gerekirse bir şeye ulaşmak istediğim zaman, daha doğrusu bir hayal kurduğum zaman onu hemen elde etmek istiyorum.İrade, sabır, ölçülülük gibi yaşıtlarımız arasında özgüven kadar popüler olmayan birçok kavram geliyor aklıma, hepsini düşünüyorum.

(Bir parantez açalım.Aslında insan neden acele eder, neden hemen olsun ister? Makul bir cevap: Hiç olmamasından korkuyor olabilir.Bu makul cevap bizi türlü yetersizlik duygusuna, türlü evhama, türlü kuruntuya çıkarıyor ama duralım, çıkmayalım o yokuşları, içe dönüş dediysek, o kadar derini de değil.)

Dün Zweig’ın Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor kitabında okuduğum birkaç satırı sizinle paylaşmak istiyorum: “Zaman geçtikçe yaşlanırken, beklemeyi nasıl öğrenelim, bir gecede ölüp giderken nasıl sabredelim, zaman sönmeyen ateşiyle peşimizdeyken nasıl yanmayalım, ölüm arkamızdan koşarken nasıl acele etmeyelim?” Sanki sürekli baltalamaya çalıştığım ve sabırlı olması gerektiğini öğütlediğim bu yüzden kanayan bir yaraya dönüşen tarafıma bir pansuman oldu bu sözler.

Sabırlı olamayan tarafına sabret, merhamet göster.

Elimden geldiği kadarıyla bütün bir yazı yazmaya çalışıyorum fakat zihnimde rastgele dolaşan, bir başı yahut sonu olmayan düşünceleri anlaşılır bir şekilde arka arkaya dizmek oldukça zor.

O yüzden sabır ile damlaya damlaya göl olur ilişkisine hiç girmiyorum, oldukça açık olduğunu düşünüyor, bağlantı kuramayanları bir dakika bunu düşünmeye davet edip devam ediyorum...

slında daha önce birkaç kez söz etmiştim, kaygı ile ilgili meditasyonlar sırasında duyduğum ve duyduğum anda beni çok etkileyen bir bakış açısı var.

Yemek yemeyi çok sevdiğinizi düşünelim... Bir an için hayatınızın sonuna kadar yemeniz gereken tüm yemeklerin karşınızda olduğunu ve hepsini şu an yemek zorunda olduğunuzu varsayalım, ne hissedersiniz? Mide bulandırıcı.Belki okuyup geçtiğiniz için sizde herhangi bir duygu uyandırmadı fakat kırk yıl daha yaşayacağınızı ve bu süreçte yemeniz gereken her şeyi düşünün! Kaygı buna benziyor, en azından benim yaşadığım şey sahiden buna benziyor.

Güneşli, sakin bir haziran günü, hayatım boyunca yaşayacağım tüm sıkıntıları düşünüyorum; açıkçası bunu eskisi kadar sık ve yoğun şekilde yapmıyorum ama ara ara gerçekten düşünüp gelecekten korktuğum anlar oluyor.

Bu noktada ulaştığım yer: Small steps every day.

Yolu bir günde yürümek yerine her gün bir adım atabilir misin? Küçük adımlarla yürürken ve hiç ilerlemiyormuşsun gibi hissederken, biraz sabırlı olabilir misin?

Bunlar İlginizi Çekebilir