İleride ne olmak istediğini bilmedin, bir planın yoktu. Sadece ders çalışıyordun, hayalini kurduğun bir meslek yoktu. Sabahın köründe kalkıp okula gidiyordun, ders çalışıyordun, okuldan çıkıyordun dershaneye gidiyordun yine ders çalışıyordun. En güzel zamanlarını sadece ders çalışarak geçirdin. Geleceğin hayalini kurmuyordun. Parası iyi olan bir meslek istiyordun belki sadece. Sınava girdin, bir bölüm kazandın. Zar zor okudun o kadar sene. Sabahlara kadar sınavlara çalıştın, ezberler yaptın, ödevler yetiştirdin. Bütün gece bilgisayar başında, bütün günün matbaada geçti. Tabi matbaada işler hiçbir zaman istediğini gibi olmadı hep bir aksilik çıktı ama pes etmedin. Bin bir zorlukla mezun oldun çok şükür. Ne yapman gerektiğini bilmiyorsun. Bir tatil yapayım da sonra iş ararım dedin. Tatil bitti, zaman hızla akıyor. Piyasa araştırması yapıyorsun. Meslektaşların yakınıyor sosyal medyada "emeklerimizin karşılığını alamıyoruz." diye. Tamam diyorsun, illa bir yer bulurum düzgün, maaşı iyi. Aslında hazır değilsin çalışmaya ama hayat geçip gidiyor, bir yerden yakalaman lazım. İş aramaya başlıyorsun, kriterlere bir bakıyorsun üç kişinin yapacağı şeyleri tek kişide istiyorlar. Hadi buna tamam (!) diyorsun sonra bir bakıyorsun yüzüne tokat gibi "TECRÜBELİ" yazısı çarpıyor. Her yer tecrübeli eleman arıyor. E biz nasıl tecrübe edineceğiz peki? Biz nerede, nasıl kendimizi geliştirip tecrübe edineceğiz?
Bir gün karşına logo işi çıkıyor çevrenden o da. İlk işin olduğu için özene bezene yapıyorsun, geceni gündüzüne katıyorsun ortaya güzel şeyler çıkarıyorsun. Sonra hesabına harçlık verir gibi para yatırıyorlar. Konuştuğunuz fiyattan eser yok. İşte böyle hevesin kırılıyor, verdiğin emeklerin boşa gittiğini görünce işten soğuyorsun. Ve sonunda kendini sadece kitap okumaya verip pas tutuyorsun.
Umarım bir gün kendimizi hazır hissederiz ve bir gün sevdiğimiz, mutlu olduğumuz bir işi yaparız. Emeklerimizin karşılığını aldığımız güzel günlere...