GİRİŞ
Küreselleşen dünyamızda, kitle iletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte haber aktarımının önemi
giderek artmıştır. Kitle iletişim araçlarının başlıca haber kaynağı olan haber ajansları toplumlar arası
iletişimde büyük rol oynamaktadır. Toplumsal ilişkiler ve toplumsal olayların giderek gelişmesine paralel
olarak dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir olay diğer yerinde de hissedilmektedir. Bu
bağlamda geniş kitlelere haber ulaştırmak birinci derecede önem kazanmıştır. Hiçbir yayın organının
kendi olanaklarıyla dünyadaki bütün olayları izlemesi olası değildir. Bu nedenle bütün basın organları
kendi dışlarındaki ve herkese açık haber kaynakları olan haber ajanslarına başvurmaktadır. Haberlerin
dünya çapında geniş kitlelere ulaşmasında dolayısıyla da uluslararası haberleşmede son derece önemli ve
etkin rol oynayan haber ajansları gerek görsel-işitsel, gerekse yazılı basının haber, bilgi ve görüntü
gereksinimini büyük ölçüde karşılamaktadır.
Haber ajanslarını kitle iletişim araçlarına ortak hizmet götürme işlevini yerine getiren kuruluşlar
olarak tanımlayabiliriz. Haber ajansları, haber ve bilgileri doğru, tarafsız, hızlı ve ayrıntılı bir biçimde
toplayarak, bunları belirli bir ücret karşılığı abonelerine aktaran kuruluşlardır.
Haber ajansları, haberleri ya da haber üretimine ilişkin malzemeyi diğer kitle iletişim araçlarına
dağıtmak için çalıştıklarından en kısa anlamıyla “toptancı medya” olarak tanımlanmaktadır. Dünyada
başlıca 218 haber ajansı bulunmaktadır. Günümüzde haber ajanslarının üç temel işlevi vardır:
(1) Haber ya da haber için gerekli malzemeleri toplamak.
(2) Yazılı, görüntülü, sesli haber üretmek.
(3) Toplanan haber malzemelerini ya da üretilen haberleri, üye olan abonelere dağıtmak, müşterilere
satmak.
Tüm bunlar dışında ulusal ve uluslararası İletişimimizde bu denli işlevi bulunan ülkemiz ve
dünyadaki haber ajansları, çeşitli sorun ve zorluklar ile karşılaşmaktadırlar.
HABER AJANSLARININ TÜRKİYE’DEKİ SORUNLARI
Türkiye’de “haber bankası” olarak anılan Anadolu Ajansı, günde ortalama 700 haber
yapmaktadır. Ajansı 100 ülkenin ulusal haber ajansları ile de karşılıklı haber değişimi çerçevesinde
işbirliği anlaşmaları bulunmaktadır. Ayrıca AP, Reuters, AFP, DPA, ANSA ve XİNHUA gibi dünyanın
önemli haber ajansları ile işbirliği içinde bulunan AA, Türkiye’nin en önemli haber ajansıdır. AA’dan
sonra İhlas Haber Ajansı, Anka Haber Ajansı ve Doğan Haber Ajansı da diğer önemli haber
ajanslarımızdır.
Türkiye’de de dünyadaki diğer ülkelerde olduğu gibi haber ajansları mevcut güç ve iktidarların
kendilerine biçtikleri rolleri yerine getirmek için çalışırlar. Ve bu bence tarafsızlık ilkesinin ekarte
edilmesinden dolayı en önemli sorunlardandır.
Haber ajanslarının kendi ürettikleri yayınların telif haklarını korumada yaşadığı sıkıntılar da bir
diğer önemli sorundur. AA’nın gazetelere sunduğu haberlerin diğer haber ajansları tarafından da
görülmesi bu soruna iyi bir örnektir.
Bunun dışında İhlas Haber Ajansı Genel Müdürü Fevzi Kahraman, Basın-Yayın ve Enformasyon
Genel Müdürlüğü’nün Trabzon’da düzenlediği II. Yerel Medya Eğitim Semineri’nde “Ajans
Haberciliğinin Geleceği” başlıklı konuşmasında haber ajansları ve ajans habercilerinin Türkiye’de
yaşadığı farklılıkları ve sorunları çarpıcı bir şekilde özetlemiştir.
“Ajansta çalışanlar isimsiz kahramanlardır. Diğer yerlerde çalışanlara göre daha zor şartlarda,
daha ağır şartlarda çalışmaktadırlar. Daha belki ne bileyim sıkıntılı çalışmaktadırlar. Neden? Gayet net,
şimdi bir gazete muhabiri ister İstanbul'da yayınlansın o gazete, isterse burada yayınlansın bir gazete
muhabiri sabahleyin geldiği zaman, yaptığı iş hepimizin bildiği mutat iş, oturur önce bir kere gazetesini
karıştırır. Bir gazetecinin beklediği imzasını ve ismini görmesidir. Gördüyse fevkalade mutlu olur. İşin bu
tarafı da var, haberini gördü ya yeter ona. Şimdi bakın haberini görür ondan sonra alır diğer gazeteleri
neyi atlamış, neyi kaçırmış diğer gazeteleri bir gözden geçirir. Makaleleri, vakti varsa okur, ondan sonra
kendi özel randevularına bakar, yazı işlerinin hazırladığı gündeme göre o gün ne yapacaksa, ne takip
edecekse o takibi alır önüne. Bir plan yapar ve bu planla o güne başlar. Bilir ki gazete şu saatte
basılacaktır. Yazı işleri de haberi şu saatte kesecektir. O biliyor saati, o saate kadar resmini, haberini
neyse takip eder yetiştirir. Televizyoncuya gelelim; televizyoncu da aynı şekilde, onun yalnız bir tek
farkı, haberi akşamdan izler veya haber bültenleri var belli saatlerde, hepsinin reytingi aynı anda çok
yüksek haber bültenleri var, reytinglere bakarsan hepsi birinci olmuş! O bakar, oralarda varsa eğer haberi
izlemiştir. Zaten yoksa o da kahretmiştir, o gün sabaha kadar uyuyamaz. Zaten ana haberde görmediyse
haberini onun ki de çöpe atılmıştır. Ertesi gün gelir kamerasını sırtına alır, işte haber merkezinde ne
hazırlanırsa gündem olarak o günkü olaylar, hatta polis telsizini dinleme yasak gibi bir şeydir ama
dinlerler, oradan bir şey kapabilir miyiz? Neyse o güne başlar, onun da belli bir saati vardır. Şu saate
kadar getirirsen haberi 19.00'a girer, 19.30'a girer, 20.00'ye, 21'e girer. Şu saatte getirirsen kaseti, haberini
o saate girer, getirmezsen girmez. Onun da bir marjı var onu söylemek istiyorum, bir marjı var. Yani o
saate kadar getirdin haberi girdi, getirmezsen zaten belli ki haber girmeyecek. Ajans muhabirinin böyle
bir marjı yok. Onun için bir eserde okumuştum, kimse yanlış anlamasın sadece bir kitapta okuduğum için
söylüyorum, ajans muhabirliği ile gazete ve televizyon muhabirliğini şöyle tarif ediyor: "Gazete ve
televizyon muhabirliği tarifeli tren gibidir" diyor, ben onu değiştireyim de "tarifeli uçak gibidir" diyelim.
Tarifeli tren gibidir, ne zaman kalkacağı bellidir. Ajans muhabirliği ise sürekli hareket halindeki
helikopter gibidir. Çünkü kendimizin hazırladığı, şu saatte yayınlayacağımızı söyleyeceğimiz bir yayın
organı, bir gazetemiz yok. Şu saatte yayınlanacak denen bir televizyonu yok. Televizyon muhabirleri
haberleri kaçıracak, gazete muhabirleri haberleri kaçıracak, ajans muhabiri haberi yakaladıysa onun
haberi yayınlanacak bu birinci. İkincisinde kaçırmaz canım, bile bile de kimse kaçırır mı haberini? Onun
için bir kere burada ciddi anlamda yarış var, ajans muhabiri ile gazete ve TV muhabiri arasında, bu
anlamda bir yarış var. İkincisi, ilgili televizyon, ilgili gazete öncelikle kendi muhabiri bu haberi üretmişse
onu kullanmak ister. Neden? Ekonomik olarak harcama yapılıyor, onu kullanmak ister. Onun dışında
ajansa para yatırıp da bir başka haber almak istemez. Çünkü muhabire de para veriyor, ajansa da.
Profesyonelce düşündüğü zaman hangisi daha iyi, hangisi daha öğeleri yerinde değil, kötü demeyim de o
tarzda ayırabilir ama ilk etapta yapılan kendininkini kullanmaktır. Burada da ajans muhabiri aleyhine bir
dezavantaj var. O hâlde ne yapacak ajans muhabiri? Ajans muhabiri, hem gazeteciyi, hem televizyon
muhabirini atlatacak, onlardan çok süratli bir şekilde haberini geçecek, fotoğrafını geçecek ve böylelikle
gazetelerde ve televizyonlarda yer alacak. Görüntülüyse, yazılıysa ayrı ayrı şeyler, tek tek tarif etmeyim
onları. Böylesine zor bir yarış içerisinde, sürekli hareket hâlinde. İçeride sıkıntımız var, dışarıda bir
sıkıntımız yok. Daha dün Filipinlerden bir televizyon, haberimizi kullanmak istediğini söyledi. Biz de
kendisine "kullanabilirsiniz" dedik. Logo ile haberimizi kullanmaya izin istiyor, izin istemese de ne
olacak, görecek hâlimiz yok. Reuters, AP gibi ajansların hiçbirisinde logo olmaz, logo koymaz ama hangi
televizyon olursa olsun kaynağını belirtmek için, bir gazetecilik disiplini, bir gazetecilik saygısı, bir
gazetecilik edebi, terbiyesi içerisinde, gazetecilik hukuku içerisinde diyelim hangi ajanstan aldıysa onun
ismini kendisi yazar. CNN'e bakın Reuters yazar, AP yazar sol üst köşesinde. Biz kendimiz çaka çaka
oraya yazdığımız hâlde, bizim o meşhur medyayı idare edenler, ülkeyi idare edenler, insanlara yön
verenler öncelikle oraları kapatıyorlar. Nereye yazarsak yazalım, bir arkadaş da diyor ki ortasına yazın,
teknik gelişiyor onu yapacağız da. Bu sebeple ajans haberciliği, ister görüntülü, isterse yazılı olsun çok
zor bir iştir. Yazılıda da haberinizi takla attırırlar, orada redaktörler oturur onu öyle bir işlerler, şimdi
değiştiremedikleri yerleri de söylemeyim bazı yerlerini de değiştiremezler, değiştirirler, ondan sonra ya
kendi muhabirinin adını koyar yahut o şehrin adını koyar. Gazete de vardır, televizyonda da var.”
HABER AJANSLARININ DÜNYADAKİ SORUNLARI
Dünyadaki ulusal ve uluslararası haber ajansları da ekonomik zorluklar başta olmak üzere
onlarca sorunla karşılaşmaktadırlar.
Haber ajansları çoğunlukla finansal kâr getiren kuruluşlardır ve ihtiyaç duydukları pazar sınırlı
ise ürün yani haber satmaları zor olmaktadır. Bunun dışında haber ajanslarının para kazanacakları önemli
diğer faktör reklamlardır. Fakat bazı ülkelerde haber içindeki reklam ve tanıtımlara sınırlama veya yasak
getirilmektedir. Örneğin haber ile reklamı birleştirmek 1945’ten bu yana Fransa’da yasaktır.
Mevcut iktidar ve güçler haberin toplumsal, siyasal, kültürel, etkisinden dolayı haber ajanslarını
himayelerinde tutmak ve etkilemeye çalışmaktadırlar. İktidarlar özellikle ülkelerindeki devlet ajanslarını
partilerinin yayın organlarıymışçasına kullanabilmektedirler.
Haber ajansları yalnızca haberin toplanmasını değil aynı zamanda işlenmesini de satıyorlar. Bu
da katma değer getiriyor. Haberin toplanması, işlenmesi gibi süreçlerde farklı ülke, şehir veya bölgede
çalışan sayısız personel, haber ajanslarının en büyük giderlerini oluşturuyorlardır. Örneğin Agence France
Presse ’in personel giderleri tüm giderlerinin %67’sini oluşturduğu görünüyor.
Haber ajansları abone bedellerini istedikleri gibi ya da zarar etmelerini önleyecek biçimde
belirleyememektedirler. Örneğin AFP yöneticileri dünyanın bir çok yerinde haberleri masrafların çok
altında sattıklarını orada varlık göstermenin kârdan daha önemli olduğunu söylüyorlar.
Ek olarak haberin zor satılan bir ürün oluşu, ürünlerin çeşitlendirilmesi, yeni finansal kaynak
bulma yöntemlerinin zorlaşması, teknolojik altyapı yetersizlikleri ve engellemeler haber ajanslarının
diğer sorunları arasındadır.
Haber Ajansları dışında haber ajansı muhabirleri de birçok sorunla karşılaşmaktadırlar. Bu
sorunları şöyle sıralayabiliriz;
• Görev yaptıkları az gelişmiş ülkelerde ki iç güvenlik sorunu,
• ulaşım sorunları,
• teknolojik yetersizlik sorunu,
• yine, görev yaptıkları yerlerde oturmuş ve sağlam bir bürokratik yapının olmayışı ve
• kitle iletişiminin ne denli önemli bir unsur olduğunun fark edilememiş olması.
Son olarak bir başka önemli sorun, nitelikli iş gücü sorunudur. Örnek olarak, çalışma ücretini
devletten alan ulusal haber ajansı çalışanları diğer kuruluşların muhabirlerine göre daha düşük
performansla çalışmaktadırlar.
KADRİYE ÖRGEN