Sil Baştan (Eternal Sunshine of the Spotless Mind)
"Unutkanlar şanslıdır çünkü hatalarının derdini çekmezler."
Çok, çok farklıydı.
Zaten Jim Carrey'nin oyunculuğunu Truman Show'dan beri çok sevdiğimden beğeneceğimden şüphem yoktu. Ama oyunculuklardan ziyade filmin kurgusunun çoğu aşk filminden farklılığı beni cezbetti. Ve tabii ki Kate Winslet'ın canlandırdığı kızın "garipliğinde" kendimi bulmuş olmam da etkiliydi. Rengarenk saçlarıyla neşesi, umursamaz gözükmesi ama aynı zamanda da çok konuşkan tavrını çok sevdim nedense.
Sık sık aşk filmi izleyen biri olmasam da bu film gerçek anlamda etkileyiciydi. Joel ve Clementine'ın 2 yıl süren ilişkilerinden sonra -Joel'ın deyişiyle Clem'in- hafızasını sildirmesi sonucu Joel'ın da hafıza sildirmeye başvurmasıyla film değişik bir hal alıyor.
Anıları gösterirken zaman kavramı karıştığı için biraz kafam karıştı ve filmi ikinciye, hatta üçüncüye izlemem gerektiğini düşündüm.
Sonrasında ise filmi incelemesini izledim ve zaman kavramının karışmaması için Clem'in saçlarının renginin kullanıldığını duyduğumda baya şaşırdım. İlişkilerinin başlarında gayet canlı renklere sahip saçlarına, son safhalarda mavi gibi soğuk bir renk kullanılması tesadüf değildi, haklıydı bu inceleme.
Böyle küçük ipuçları saklayan filmleri çok seviyorum ve bence defalarca izlenebilecek bir filmdi, özellikle de bu küçük ayrıntılar sebebiyle.
Filmin insanlar ve anılar üzerinde kurulu olması benim gibi anılarına fazla değer veren; onları kaydetmeyi, yazmayı, dinlemeyi, izlemeyi seven insanlar için filmi ekstra güzel yapıyor. Siz de böyleyseniz muhakkak izleyin derim.