Kitabın Yazarı:Italo Calvino
Sayfa sayısı:206
Yayıncısı:YKY
Başlangıçta belirtmem gerekiyor bu kitap çoğunlukla İtalyan edebiyat meraklılarını, mimarlık, iç mimarlık ve şehir planı bölümlerini okuyan kişilerin ilgisini çekebilecek bir kitap. Eğer İtalyan edebiyatı meraklısı veya bu bölümlerde okuyan birisi değilseniz ilginizi çekemeyebilir. Ama kentlerle ilgiliyseniz kitabı beğenebilirsiniz.
Kitabın konusu, dünyaca ünlü gezgin Marco Polonun, Cengiz Han a gezdiği ve gördüğü kentleri anlatıyor. Ancak kitabı okudukça bu öykünün öylesine yazıldığını, yazarın kahraman olarak kentleri ön planda tuttuğunu görüyorsunuz. Kitabın ilerleyen bölümlerinde Cengiz Han'la Marco Polo ya yer veriyor ama bu karakterlere yer vermesindeki neden kentlerle insanların arasındaki ilişkiyi göstermek.
Kitapta belirtilen kentleri hayal etmeye başladığınızda ,kitapta okuduğunuz kentin sürekli değiştiğini görüyorsunuz. Calvino nun yazım tekniği, her seferinde sizi farklı bir kent'e götürüyor. Her sayfada bir kent'e geçiyorsunuz , her kent bir kadın ismiyle adlandırılıyor ancak okuduğunuz her kent bir iki sayfada bitiyor. Kitabın ilk sayfalarında kent in içine girip daha onu hissedemeden kentten çıktığınızı hissediyorsunuz. Düz yazıda şiirdeki metaforlardan ve imgelemlerden yararlanması bize okuduğumuz şeyin şiir havasında yazılmış bir düz yazı olduğu izlenimini veriyor.
Kitapta beğenmediğim noktalardan biri her kentin ilgi çekici olmaması ve bazı kentleri geçmek için can attığımı itiraf ediyorum. Kitapta beğenmediğim bir diğer şey de Cengiz Han ve Marco Polo 'nun döneminde bulunmayan öğelerin kitapta olması bunlar telefon, uçak, havaalanı vb.dir. Bu öğelerin kullanılması kitaba biraz absürtlük katmış bu yüzden aralarda kopma yaşayabilirsiniz.
Diğer bir konu da YKY ve İthaki yayınları entellektüel okuyucular'a hitap ettikleri için okuyucu önce yazarın varsa çevirmeninin hayatını yayınlar. Sonrasında sırasıyla yazar ve çevirmenin önsözünü ve anekdotlarına göz atmamızı isterler. Sonrasında da ana bölüme geçersiniz. Ama 200 sayfalık bir kitabın 42 sayfasının önsöz ve anektod olması insana biraz can sıkıcı gelebiliyor. Hatta kitabı daha okumadan bu bölümleri okumak spoiler yemişsiniz gibi hissettiriyor(Çevirmen notlarını saymıyorum).
Calvino nun bu kitabı ilk 100 sayfası için konuşacak olursam(ilk 42 sayfayı saymıyorum) süperdi, ancak ilerleyen sayfalarda o ilgi çekiciliği bana göre azaldı. Bunun nedeni Calvino nün ilk bölümlerde kentlerin biçimine sonraki bölümünde ise insanlara odaklanması yatıyor olabilir. Bir nevi ilk bölüm tasarım disiplininden olanlar için ikinci bölüm İtalyan edebiyatına meraklı olanlar için yazılmış gibiydi.
Kitabı okumayı düşünüyorsanız size bir takım önerilerde bulunabilirim. Özellikle kentleri her okuduğunuzda ufak bir çizim yaparsanız, kitabı okurken daha fazla zevk alabilirsiniz. Ikinci tavsiyem ise 99. sayfaya geldiğinizde Hümeyradan Sessiz Gemi şarkısını dinleyebilirsiniz.