MÖ 69 yılında dünyaya gelen Mısır’ın son helenistik kraliçesi VII. Kleopatra Filopator. Kulaklarımızda Antik Mısır tıngırtıları çınlamaya başladıysa gelmiş geçmiş en güçlü kadınlardan biri olan Mısır firavunu Kleopatra’nın ilgi odağı olan hayatını incelemeye başlayalım.
Babası XII. Ptolemaios’un ölümüyle kardeşlerin en büyüğü olarak, 18 yaşında tahta geçti. Fakat geleneklere göre hükümdar olabilmesi için kendisinden 8 yaş küçük olan erkek kardeşi XIII. Ptolemaios ile evlenip tahtı onunla paylaşması gerekiyordu.
Kültürlü ve eğitimli biri olmasıyla beraber 9 dil bilen Kleopatra haliyle baskın bir karaktere dönüşmüştü ve hatta kardeşinin adını tüm resmi belgelerden çıkartarak ülkeyi tek başına yönetmeye başlamıştı. Bildiği diller sayesinde diplomatik görüşmelerde çevirmene bile ihtiyaç duymuyordu. Bu bağımsız tutuma tahammül edemeyen yöneticiler ve XIII. Ptolemaios tarafından sürgüne gönderildi. Bu sürgünden kurtulmanın yolu ise Romalılardan geçiyordu.
Mısır’a ziyarete gelen Roma İmparatorluğunun son diktatörü Jül Sezar’ı baştan çıkarıp ondan yardım isteyecekti fakat XIII. Ptolemaios’un buna engel olacağını biliyordu. Sezar’a hediye olarak gönderilecek halıya kendisini sardırarak Sezar’ın karşısına çıktı. Zekası ve cesaretiyle Sezar’ı etkilemeyi başarmıştı.
Kleopatra amacına ulaşmış, koskoca imparatoru kendisine aşık etmişti. Elde ettiği Sezar desteğiyle kardeşi ve aynı zamanda eşi XIII. Ptolemaios’u savaşta alt ederek tahtına tekrar kavuşmuştu. Fakat gelenekler yine karşısına çıktı. Bu kez de diğer erkek kardeşi olan XIV. Ptolemaios ile evlenmesi gerekiyordu. Evlilik gerçekleşti fakat Kleopatra Sezar’la olan ilişkisine devam etti. Ve bu ilişkiden bir erkek çocuk dünyaya geldi. Sezar da hali hazırda evli biriydi ve Roma’da iki eşliliğe karşı ciddi yasalar bulunmaktaydı. Bu yüzden senatonun nefretini kazanmıştı.
Roma ve Mısır’ı birleştirip dünyaya hükmetmeyi amaçlayan Kleopatra, tahta da oğlu Caesarion’u geçirmek istiyordu. Bu amaç uğruna kardeşi XIV. Ptolemaios’u da öldürmekten çekinmedi. Fakat bu hayallerini bir süre ertelemesi gerekecekti. Sezar bıçaklanarak öldürülmüş ve Roma ikiye bölünmüştü. Doğu artık Sezar’ın sağ kolu olan Markus Antonius tarafından yönetilecekti.
Mısır ziyareti sırasında Antonius, Kleopatra'ya ilk görüşte aşık olmuştu. Bir süre sonra çiftimiz evlenmiş ve Mısır’da yaşamaya başlamışlardı. Fakat bu durum Roma’da pek de hoş karşılanmasa gerek Batı Roma imparatoru Octavius Roma halkını Kleopatra’ya karşı doldurmuş, hakkında kara propaganda yapmıştı. Duyduklarının sonucunda Romalılar, Kleopatra’yı düşman ilan edip ona savaş açmıştı.
Octavius karşısında hezimete uğrayan Kleopatra ve Markus Antonius İskenderiye’ye kaçmak zorunda kalmıştı. Kaçak aşıklardan Antonius, İskenderiye’de kendi kılıcıyla intihar etmiş, ondan 12 gün sonra da yaşamının 22 yılını Mısır kraliçesi olarak geçiren Kleopatra, bir kobra yılanına kendisini ısırtarak hayatına son vermişti.
Güzelliğiyle ve zekasıyla nam salan Kleopatra’nın yüzü Roma’yı ziyaret ettiği dönemde yapılan heykelde ve bastırılan bir madeni parada incelenebilir.