Meltem Akman
YazarMeltem Akman
3 dakika okuma süresi
Ağu 22, 2020

COVID-19 VE YENİ DÜZEN


Bilindiği üzere 12 Aralık 2019 tarihinde Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkmış olan korona virüsün etkisinin bu kadar global çapta ve uzun süreli olması çoğu ülke tarafından beklenen bir durum değildi. Basitleştirilmiş ve atlatılmış olan eski zamanlarda yaşanmış salgınların dönem şartlarında ne şekilde atlatılmış olduğuna dikkat edilmemesi ve bu salgının da basit bir şekilde atlatılacağı düşüncesi günümüzde salgının hala devam etmesine sebep olmuştur. Dünya üzerinde alınan önlemlerin yetersizliği, insanların bilinçsizce davranması ve bu durumun ciddiye alınmaması daha kötü sonuçlara sebep olmaya devam edecektir. 

Öncelikle haberleri ve duyumları incelediğimizde; Covid-19'un en temelde sağlık sektörüyle birlikte en çok ekonomi olmak üzere birçok alanda yarattığı olumsuz etkiler dünyayı kötü bir sona ya da farklı bir dünya düzenine hazırlamaktadır. Birçok teorinin ortaya atılması insanlarda kafa karışıklığı yaratmıştır. Her taraftan incelendiğinde dahi dünya düzeninin bir şekilde değiştiğini kabul etmek ise kaçınılmazdır. 

Türkiye'de ilk vakanın açıklandığı tarihin gerçek zamanlı korona vakasının yaşandığı tarihle aynı olmadığı birçok insan tarafından düşünülmektedir. Ocak ve Şubat aylarında grip olarak kendisini gösteren ve aslında birçok insanın kısa süreli geçirdiği gribin bu tarihlerde kendini uzun süre göstermesi vakanın açıklanma tarihinden sonra insanlarda 'Acaba ben oldum ve atlattım mı?' sorusunu birçok kez sordurmuştur. Vakanın açıklandığı tarihten sonrasında bile dikkat edildiğinde ilk zamanlarda herhangi bir önlem alınmamış insanlar normal yaşantısına devam etmiştir. Bu da oturtulan düzenin yeni düzene geçmeden önce sekteye uğramasını engellemek amacıyla planlamaların yapılması için gerekli olan süreçti bana kalırsa. Tabiki bu süreçte insanlara yapılan sosyal mesafe uyarıları insanların bir kulağından girip diğerinden çıkmış  ve vaka sayıları ciddi derecede artmıştır. Sonrasında alınan sokağa çıkma yasakları, maske ve eldiven takma zorunluluğu gibi önlemler ve uymayanlar için uygulanan yaptırımlar insanları eve hapsetmiştir. Sosyallik neredeyse sıfıra inmiş, insanlar yoğunluktan ve gürültüden uzaklaşıp bir şekilde sakinliğe ulaşmıştır ama bu sakinliğe alışabilmek bazı insanlar için zor gelmekle birlikte kişileri bunalım ve depresyon gibi psikolojik; evde bulunmanın verdiği hareketsizlik ile de fizyolojik sorunlarla karşı karşıya getirmiştir.

Pandemi sürecinde insanların evlerinden işlerini yapabilmesi, eğitimlerine online olarak devam edebilmesi, alışverişlerini her zamankinden çok daha fazla olmak üzere yine online olarak gerçekleştirebilmesi aslında her şeyin online şekilde yapılabileceğini ve sosyal hayatın bu şekilde devam edebileceğini göstermiştir. Ancak ele alınması gereken bir başka konu daha var: Aktif olarak çalışmakta olan kişilerin (örneğin kuryeler, sağlık personelleri gibi) bu planlamada da yine çalışmak zorunda kalmaları durumun yeni dünya düzeninde de eski düzendeki gibi devam ettiğini göstermekte. Yapılmak istenen tam olarak nedir ve nedendir bilmemekle birlikte benim gördüğüm ve hangi düzende olursak olalım her zaman kendini gösterecek olan tek şey, adaletsizliktir.

Bunlar İlginizi Çekebilir