Gerçekten nasıl başlamam gerektiğini bilemiyorum. Beni dağlayan bir kitaptı. Uzun zamandır bir kitaba bu kadar ağlamamıştım. Bu kitap okumak için harcadığınız emeğe ve zamana değer. Teknik olarak da mükemmel fakat asıl başarısı her cümlesiyle insanın ruhunda dalgalanmalar, yer yer fırtınalar oluşturması. Dediğim gibi uzun süredir böyle hisli bir kitap okumamıştım. Romantizmin pek asil bir örneği.
Romanda 1908-1918 yıllarındaki savaş halinin, Anadolu halkının sorunlarını, Osmanlı'nın son yıllarının, genç bir kızın zor ve uçarı yıllarının anlatıldığı Çalıkuşu(Feride'nin) günlüğüdür. Normalde günlük okumaktan haz almam ama bu kitap günlükten ziyade anı türünü hissettirdi bende.
Velhasıl kitap hakkında sizlere söylemek istediğim çok şey var ama okumanızı tercih ettiğimden fazla bir şeye değinmek de istemiyorum.
En son kitabı bitirdiğimde göğsüme basıp ağlıyordum. Feride'nin onca şeye göğüs gerip sonrasında Kâmran ile kavuşması beni hem mesut kılmış hem de bir parça buruk bırakmıştı. Artık kitaptan bahsederken buruk bir tebessüm kaplıyor yüzümü.