Ebru Polat
YazarEbru Polat
5 dakika okuma süresi
Eyl 10, 2021

BLUE BİRTHDAY DİZİ ANALİZİ


Herkese yeniden merhabalar. Yeni bir yazı ile karşınızdayım. Bu yazım da diğer yazılarım gibi bir dizi incelemesi olacak.

Blue Birthday bir web kdrama dizisi. Bu yazıyı yayınladığım tarih itibari ile de güncel bir dizi fakat sonlardayız desem yeridir. Finale son 2 bölüm kaldı. Hazırsak kısaca bilgi vermek istiyorum.

Kpop gruplarını bilen biri için baş karakterlerimiz çok tanıdık gelecektir eminim. Esas kızımız ‘Red Velvet’ grubundan “Yeri”. Esas oğlanımız ise ‘Pentagon’ grubundan “Yang Hong-Seok.” Hikayemiz esas kızımızın 18. Yaş gününde sevdiği çocuğun cansız bedenini bulduğu sahne ile başlıyor. Merak etmeyin olabildiğince spoiler vermeden anlatmaya çalışacağım. Bunlar fragmanlardan edindiğimiz bilgiler. 

Esas kızımız Oh Ha-Rin’in telefonuna esas oğlan olan Ji Seo-Jun tarafından atılan bir mesajla aksiyon başlıyor. “Sana verecek bir şeyim var Fotoğraf Klübü Odasına gel” Ha-Rin bu mesaj üzerine odaya girdiğinde Seo-Jun’un cansız bedeni ile karşılaşıyor. Bileğinde bir kesik ile birlikte. Yalnız izlediğiniz zaman fark edersiniz. Fotoğraf banyosu işlemlerinden ötürü loş ve ışıksız olan bu ortamda çektikleri sahneler efsane. Benim bu diziyi izlememin sebebi net bir şekilde ‘oyunculuk.’ Yeri bir idol olmasına rağmen çok iyi bir oyunculuk çıkarmış sahnede.

Aksiyon burada bitmiyor. Bunlar sadece başlangıç. Bu olaylar yüzünden iyice kötü etkilenen Ha-Rin ilkokuldan beri tanıdığı arkadaşının intihar ettiğine hiçbir şekilde inanmıyor. Kendisine göre okulda başarılı olan, ailesiyle arası iyi olan, arkadaş çevresi tarafından çok sevilen bir çocuğun neden intihar ettiği sorusuna bir türlü yanıt bulamıyor. Olaydan çok kötü bir şekilde etkileniyor. Doğum günlerini kutlamak istemiyor çünkü onun doğum günü aslında sevdiği adamın öldüğü gün. Kendisini olaylardan dolayı suçlu hissediyor. Biraz daha erken gitseydim belki de kurtarabilirdim diye düşünüyor. 

Aradan 10 yıl geçiyor.2021 yılında, 28.yaş gününde.İşten çıkıp yolda yürürken(kızımız bir barınakta çalışıyor) eskiden Seo-Jun ile birlikte fotoğrafları bastırmaya gittikleri dükkanın önünden geçiyor. Dükkan el değiştireceğini emanetlerinizi, bastırılan resimlerinizi almanız yazıyor. Ha-Rin de vitrinde tesadüfen Seo-Jun’un eskiden kullandığı kamerayı görüyor. O kadar kamera içinden nasıl tanıyor derseniz ise-ben de aynı soruyu sordum bu arada- kamera çok spesifik bir kamera ayrıca geçmişte Ha-Rin’in üzerine yapıştırdığı bir çıkartma hala duruyor. 

Fotoğrafçıya gidip kamerayı alıyor. O sırada fotoğrafçı, kızı tanıyor ve eskiden bastığı resimler olduğunu makina bozuk olduğu için daha fazla resim kurtaramadığını söylüyor. Kız resimleri almak istiyor. Yalnız burada detay bir olay gerçekleşiyor. Adam kıza dikkatli olması gerektiğini geçmişle ne kadar fazla oynarsa onun için iyi olmayacağını söylüyor. Kız başta anlamıyor. Tam kapıdan çıkmak üzereyken kıza bir şey söylüyor ama kız duymuyor. Sonra adamın”Bilmemesi daha iyi en azından daha fazla üzülmez” demesini izliyoruz.

Ha-Rin bu olaylar üzerine eve geliyor. Makineyi ve çantayı kurcalamaya başlıyor. İçinden bir mektup ve 7 tane resim çıkıyor. Seo-Jun yazmış. Mektupta Ha-Rin’i ne kadar sevdiğini, yüzüne söylemeye cesareti olmadığı için mektup yazdığını anlatıyor. Sahneler geçerken Seo-Jun’un; Ha-Rin’e doğum günü partisi hazırladığı sahneleri gösteriyorlar.

 Mektubu okuduktan sonra Seo-Jun’un intihar etmediğini düşünen Ha-Rin artık emin oluyor. İntihar etmek için hiçbir sebebi yok gerçekten de. 

Daha sonra resimler ona acı verdiği için resimleri yakıyor. Sonra gözleri kapanıyor.Gözlerini açtığında bir otobüste radyodan ses duyuluyor; tarih 10 Mayıs 2011 üzerinde okul üniforması var. Kafasını pencereye doğru çeviriyor. Jin Seo-Jun’u görüyor. 

Bu yazdıklarımdan sonra bir değerlendirme yapalım. Esas kızımız Ji Seo-Jun’un kamerası ile çekilen resimleri kullanarak resmin çekildiği güne zamanda yolculuk yapabiliyor. Geçmişteki olayları değiştirebilirse Seo-Jun’u kurtarabilir. Unutmaması gerek sadece 7 tane fotoğrafı var. 

Evet, epilogu geçtik. Bir web drama olup düşük bütçe ile çalışmalarına rağmen harika iş çıkarmışlar bana göre. Oyunculukları idol olmlarına rağmen çok iyi. Çaresizlik ve acı hissiyatını çok iyi yansıtıyorlar. 

Dizinin benim için en iyi ters köşesi 7. Bölüm ve sonrasında zaten izlerseniz anlarsınız. Onun dışında beğendiğim bir şey daha var. Her bölüm bittikten sonra o bölüme veya bir sonraki bölüme özel bir yazı yayınlanıyor. Bu daha çok zaman yolculuğunun şartları ve sonuçları gibi; Ayrıca küçük küçük after credit veriyorlar. O fotoğrafın çekildiği an neler yaşandığını gösteriyorlar.Neyse söylemeyeyim spoiler olmasın şimdi. 

Gelelim beğenmediğim kısımlara. Öncelikle katilin kim olduğunu birkaç bölümden sonra bulabiliyorsunuz en fazla 1 kere yanılabiliyorsunuz veya 2 kişi arasında kalabilirsiniz.-katil dedim çünkü zaten fragmandan sonra cinayet olduğunu anlıyorsunuz- Olaylar birkaç yer hariç çok tahmin edilebilir. Ya da o kadar Türk Dizisinden sonra ben mi alıştım acaba. Dizi sürekli sizi başka bir yere çekiyor. Onu takip ediyorsunuz ama aslında sizi çektiği yere de güvenmiyorsunuz. Sanırım en iyi böyle açıklanabilir. Bunun dışında bölümlerin 20 dk olmasından hoşlanmadım. Daha uzun olmasını beklerdim ama dediğim gibi bir web drama olduğu için bütçe sıkıntısı vardır muhtemelen.

Bunun haricinde son 2 bölümü izlemek isterseniz cuma ve cumartesi günü yayınlanıyor. Çok sabırsızsanız cuma günü saat 22.00’dan sonra Youtube’da Ingilizce altyazılı bi şekilde bulabilirsiniz. Türkçe için WebDrama kanalı Cumartesi ve Pazar günleri öğlen saatlerinde canlı premiere olarak yayınlanıyor.

Son olarak dizinin soundtrackları bir efsane. Nostaljik buldum.2011 yılından çıkmış gibi. Aslında bunun bir nedeni de eski şarkıları yeniden kayda alıp söylemeleri. Zaten bir dizinin ost’leri iyi olursa dizi de iyi olur. Bu yazılmamış bir kuraldır. Bir de “Heize” varsa her şarkı güzeldir. Şu kadının kötü olan bir şarkısına rastlamadım daha.

 Evet bugünlük kadarlık olsun yoksa ben dayanamayıp bütün spoilerları yazacağım:) 

Aşağıya fragmanı bırakıyorum. Türkçe altyazılısını bulursam koyarım ama dediğim gibi Ingilizce olur büyük ihtimalle

https://www.youtube.com/watch?v=vJj1fg1odSw

https://www.youtube.com/watch?v=N59qc6zZrKw

Okuduğunuz için teşekkürler. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın:)

Bunlar İlginizi Çekebilir