Güzel blog yazmak türkçenin güzel ve doğru kullanımının yanında eleştirel düşünme ve yaratma becerilerinizin yazıya dökülmesiyle doğru orantılıdır. Bloğunuz için güncel kitaplar, kültür/sanat etkinlikleri, teknolojik haberler veya istediğiniz herhangi başka bir konu üzerine yazılar yazabilirsiniz. Üstelik bu yazılarınız İnternet ortamında yayımlanacağından çok büyük bir kitleye sesinizi duyurma olanağına da sahipsiniz. Üniversite hayatınızda ve sonraki kariyerinizde size büyük katkı sağlayacağını unutmamalısınız. Eğer bir konuda bilgi birikiminiz var ise bunu ancak yazarak ispatlayabilir ve kendinize referans alabilirsiniz. Yaratıcı yazma becerinizi geliştirmek için size yardımcı olabilecek bazı ipuçlarını sizinle paylaşacağız. Bu ipuçlarını kullanarak yazılarınızda daha özgün bir söyleme ulaşabilir ve yazılarınız karşısında okuyucularınızın ilgisini yüksek tutabilirsiniz.
1. Özgün konu seçmek:
Seçtiğiniz konunun tamamen size özgü olup olmadığını sorgulayın. Başkalarının da aklına gelebilecek bir konu olmaması sizi başka bir yazıyı tekrar etme eğiliminden kurtarır. Ayrıca yazılan içeriğin doygunluğu, kullanılan kelimeler ve yazıldığı tarih gibi bir çok unsurun arama motorları veya birçok uygulama tarafından kayda alındığını unutmayın. Sürekli kullanılan ifadelerden ve kelimelerden kaçının. Kurduğunuz cümlelerin sizin düşünce ve izlenimlerinizi yansıttığından, konuya kendi pencerenizden bakıp bloğunuzda konuya dair yeni bir anlam ve ifade geliştirdiğinizden emin olun. Bunu yaparken de yazınıza içerikle uyumlu, özgün bir başlık, doğru bir alıntı ve görsel seçmeyi unutmayın.
2. Yazıya ilgi çekici ve çarpıcı bir giriş yapmak:
İçeriği okuyucunun zihninde canlandırabilmesi onu yazının içine çeker. Okuyucunuzun kendileriyle ilişkilendirebilecekleri ya da zihninde canlandırabilecekleri bir görsel, örnek veya bir soru cümlesi ile yazınıza başlayabilirsiniz. Bir bloğun en önemli cümlesi giriş cümlesidir. Bir okuyucu ilk cümleyi okuduktan sonra devamını getirmeye teşvik etmiyorsa yazınızı okumadan çıkacak ya da sadece son satıra odaklanacaktır. Ayni durum 2. cümleniz için de geçerlidir. Bu yüzden yazının giriş bölümü okuyucuyu bir an önce içine almalı ve yazının devamını okumaya zorlamalıdır. Okuyucuya ilginç, komiklik, paradoks, şaşırtıcı, alışılagelmedik bir düşünce, öğretici bir bilgi ya da bir soru sunarak kendinizi okutturmalısınız. Hatırlayın ki düşüncelerinizi yenilikçi bir biçimde sergilemek için sınırsız yönteme başvurmakta serbestsiniz.
3. Hemen konuya girmek:
Lafı hiç dolandırmayın. Hemen sadede gelip okuyucunuzu yazınızın ana meselesine ve esas can alıcı kısmına bir an önce götürmelisiniz. Genellemelerle dolu cümlelerle veya okuyucuyla sohbet ederek lafı dolandırmaktan daha iyi bir giriştir.
4. Sade ve Öz yazmak:
Sade yazmaktan kasıt kısa bir yazı yazmanız da değil elbet. Kısa yazılar yeterli bilgi içermediği kanısına sahip olacaktır. Ele aldığınız bir konuya dair izlenimlerinizi destekleyici örnekler ile yorumlarınızla değişik bir bakış açısı yakalamanız önemlidir. Çağrışımlarınızı olabildiğince net yazmalı, yazının yenilikçi yönüne katkısı olmayan gereksiz detaylardan kaçınarak verirseniz, kendinizi daha iyi ifade etmiş ve yazının akışını yavaşlatmamış olursunuz.
Ayrıca uzun paragrafları bölmek ve yorucu cümleler kullanmamaya çalışmak da size yardımcı olacaktır. Yazının aynı zaman görsel bir şey olduğunu unutmayın. Akla hitap etmeden önce göze hitap eder. Kısa paragraflar yazılarınızda nefes alacak boşluklar bırakır. Okuyucuya adeta beni hemen oku der. Uzun paragraflar aksine okuyucunuzu okumaktan vazgeçirebilir.
-FİİLLER:
Edilgen bir fiil kullanmaktan kaçının. Örneğin "Kadın onu dövdü" güçlüdür. Ama "Kadın tarafından dövüldü" zayıftır. Yani ilk kurulan cümle kısa ve net, kimin ne yaptığı hakkında bir belirsizlik yok. İkincisinde ise daha uzun ve yavan duruyor. Aynı zamanda belirsizlik içeriyor. Edilgen cümlelere fazla yer veren bir üslup okuyucunun içeriğe odaklanmasını zorlaştıracaktır.
-ZARFLAR:
Çoğu zarf gereksizce kullanılmaktadır. Bir fiil seçip cümleye aynı anlamı taşıyan bir de zarf eklerseniz cümlenizi gereksiz ögelerle donatmış olursunuz. Örneğin cümlelerinizde birinin yüksek sesle bağırdığını söylemeyin; çünkü bağırmak, zaten içinde yüksek ses anlamını taşır. Ya da dişlerinizi gıcır gıcır gıcırdattığınızı yazmayın; fiil zaten “gıcır gıcır” anlamını veriyor. Unutmayın siz kitap yazmıyorsunuz. Hızlıca bilgiye ulaşmak isteyen okuyuculara hitaben yazıyorsunuz. Böylesi bir üslupla yazdığınız yazılarınızda güçlü fiillerin etkisi gereksiz zarflar ile azalacaktır.
-SIFATLAR:
Çoğu sıfatlar da zarflar gibi aynı şekilde gereksizdir. Anlamın zaten ismin içinde olduğunu düşünmeyen yazarlar tarafından yazılara serpiştirilirler. Çoğu yazar yazılarının hoş gözükmesi için bilinçsiz bir şekilde metinlerini sıfatlarla doldurarak cümlelerini uzattıkça uzatıyor. Sadece süs amaçlı cümleye konmuş bir sıfat gözler için de yorucu olacaktır.
-NOKTA:
Nokta, çoğu yazarın kullanımını unuttuğu ya da bilerek geciktirdiği bir işarettir. Kendinizi uzun bir cümle için cebelleşir halde bulursanız, bunun sebebi cümlenize normal şartlarda yapamayacağı bir şeyi yaptırmaya çalışıyor olmanızdır. Belki de benzeşmeyen iki cümleyi tek bir cümle ile ifade etmeye çalışıyor olabilirsiniz. Bunu çözümü bir cümleyi iki, hatta üç cümleye bölmektir.
5. Üslubu zenginleştirmek:
-Okuyucuya anlatmak yerine ona göstermeli veya duyularına hitap etmelisin.
-Metafor ya da benzetme kullanmalısın. Yaratıcılık, yazıda bahsedilen konunun “nasıl” anlatıldığı ile ölçülür.
-Mizaha başvurmalı, monolog veya diyalog kullanmalısın. Düz bir paragraf yerine listelemeyi veya diyalogları kullanabilirsin.
Son olarak yapmanız gereken:
- Profil fotoğrafınızda kendiniz olmalısınız. Kesinlikle boş bırakmamalısınız.
- Yazılarınızda imla kurallarına dikkatli davranmalısınız.
- İlgi çekici başlıklar kullanın.
- Varsa görseller ve alıntılarda bulunun.
- Sadece alıntılanan sitenin linkini koymayın neden alıntıladığınızı anlatın.
- Kullanıcıya bir şeyler öğrettiğinizden ya da bir farkındalık oluşturduğunuzdan emin olunuz.
Sevgiyle kalınız. Yazılarınızda bol ilhamlar dilerim.
“Eğer bir yazar olmak istiyorsan, her şeyden çok şu iki şeyi yapman gerekiyor: Çok okumak ve çok yazmak.” (Stephen King)