Bu yazı James Cameron'un 2009 yapımı Avatar filminin 'din sosyolojisi' kapsamındaki kavram ve kuramları çerçevesinde bir incelemesini içerir.
Avatar, Dünya dışında, Pandora adlı bir gezegende yaşayan Ometikaya türünden olan
Na’vi halkı ile kaynakları tükenmek üzere olan Dünya insanları arasındaki bir
mücadeleyi anlatmaktadır. Na’vi’ler, doğaya, inançlarına ve enerji aktarımı olarak
gördükleri bir güce bağlı, soyu tükenmekte olan bir kabiledir ve çok zengin yer altı
kaynaklarına sahiptir. Bu kaynaklara sahip olma isteği, Pandora’yı işgal etme ve Na’vi
halkını oradan uzaklaştırma isteğine dönüşecektir. Bu filmin bilim-kurgu içeriklerinin
yanı sıra birçok farklı alanda mesajlar verdiği görülmektedir. Bu metin ise Avatar filmini
din sosyolojisi kapsamında bir incelemesidir.
Ometikaya’lar Eywa adını verdikleri bir güce ibadet ederler ve Eywa’nın doğanın
dengesini koruduğuna inanırlar. Bir bakıma Eywa her şeyi yöneten, yaratan ve koruyan
bir Tanrıdır. Burada panteistik bir inanç görülmektedir. Durkheim’ın fikirlerinden
hareketle filmdeki ‘Ruh Ağacı’ yani Eywa, bir totem gibi düşünülebilir. Bu ağaç tüm
hayatın ve ruhların yani varlığın bağlı olduğu kutsal bir güçtür. Dinsel ayinleri ona
bağlanarak dualar ve ilahiler eşliğinde yürütürler. Durkheim’a göre tüm dinler
inananların bir araya gelmesiyle tören ve ayinler yapmaktadır. Filmde bu törenleri
sıklıkla görmekteyiz ancak bütün törenler sadece ibadet amacıyla değil, farklı birçok
toplumsal olay için de düzenlenmektedir. Erkek olma töreni ve cenaze töreni filmde
görülen örneklerdendir. Bu dini törenleri yöneten ‘Thasik’ dedikleri kişiler vardır.
Thasik, Eywa’dan gelen mesajları yorumlayan ve onunla bağ kuran kişidir. Yani bir nevi
şaman gibi gösterilmiştir. Na’vi’lere göre bütün enerji ödünç alınmıştır ve bu enerjinin
bir gün geri verilmesi gerekir. Ölenlerin bedeni bu dünyada kalır, ruhu ise Eywa’ya gider
ve böylelikle enerji akışının devamlılığı sağlanmış olur. Ayrıca her şeyin bir ruhu vardır
ve bu ruhların birbirine bağlanması gerekir. Bu ruhlar ihtiyaç duyulduğu zamanlarda
onlara yol gösterirler. Filmde ölen ataların, öldükten sonra ‘Ruhlar Ağacı’ dedikleri
ağaçta yaşamaya devam ettiklerini, onlarla bağ kurabildiklerini görürüz. Avatar’daki bu
durum animizme örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca filme adını veren avatarlar insanlar
tarafından genleriyle oynanarak oluşturulmuş Ometikaya’lardır. Avatar, Hindu inancına
göre tanrıların yeryüzüne indiklerinde büründükleri şekil için kullanılan bir kelimedir.
Avatar, içerisinde dini açıdan bir çok mesaj barındıran bir yapımdır. Filmde görülen dini
inançlar, törenler, ayinler ve düşünceler genel olarak Emile Durkheim’ın kuramlarıyla
daha çok bağdaşmaktadır. Ancak Durkheim’ın ‘’Eski tanrılar ölmüştür.’’ düşüncesi bu
film ile ters düşmektedir. Filmde başlıca; Ruh Ağacı totem, Eywa tanrı, tanrıyla
bağlantısı olan şaman kadın, ruhların varlığı hissi animizm, törenler ve ayinler yapılması
ise dinin tanımındaki maddelerden birine örnek olarak gösterilmiştir.